4 Nisan 2013 Perşembe

Hamidem yine döktürmüş...

Hamide'nin blogunu takip ediyorsanız biliyorsunuzdur az çok.
Fenerli olmasına rağmen fazlasıyla sevdiğim nadir insanlardandır kendisi :)
Yazılarını okumak da kendisiyle sohbet de pek keyiflidir bebeğimin :)) Takip etmiyorsanız da bi zahmet tık tık :)

Az önce bir yazısına denk geldim, okudum, hafifledim. İzni olur da kızmazsa bir kısmını burada paylaşmak isterim. Kalanı içinse bloguna kısa bir ziyaret yapmanızı rica edeceğim :)
Nasılsa kısa ziyaretinizden sonra çıkamayacaksın blogundan :)

Yazı aşağıda..
Keyifli okumalar :)

"Bu sıralar mutlu olmak, kendini iyileştirmek, pozitif düşünmek, şükretmek üzerine çok okur ve düşünür oldum. Yaşadığım onca şeyden sonra, üstesinden geldiğim o büyük fırtınadan sonra ilk fark ettiğim şeydi, her şeyin kişinin kendisinde bittiği... İsterse dostlarınız, aileniz etrafınızda pervane olsun, siz iyileşmeyi istemiyorsanız onların size hiçbir faydası dokunamaz. Çünkü kendinizi kapatmışsınızdır, hem onlara hem de yüreğinizden gelen iyileşme çağrısına.


Uzun/Köklü birlikteliklerin ardından gelen ayrılıklarda, özellikle biz kadınlar yıkılırız; ayrılan taraf biz olsak bile. Yapılanı kendimize yediremeyiz, kendimizi suçlarız, sinirleniriz, sinirlendikçe ağlarız, ağladıkça yoruluruz, yoruldukça mutsuz oluruz, mutsuz oldukça da kendimizi herkese kapatırız. Etrafımızda bize yardım etmek isteyenleri duyarız ama dinlemeyiz. Kendimize işkence etmek adına "acaba şimdi kiminle? Ne yapıyor?" diye meraklanır, mantığımız yapma dese de facebook/instagram profiline girip bakarız. Bir de onun hayatına hiçbir şey olmamış gibi devam ettiğini görürsek, iyice yıkılır, dağılır, kendimizi kederin kucağına bırakırız. Psikologların kapısını aşındırır, prozac alıp beynimizi uyuştururuz. Bazen çevremizdekilere kulak verir, 'kafamızı dağıtmak' için seyahate çıkarız. Ama düşüncelerimizi geride bırakamadığımız için gittiğimiz tatili de kendimize zehir ederiz, yediğimiz içtiğimizden zevk almaz dönmek için can atarız. Dönüp başucundaki komodinde selpak kutusunun beklediği o yatağa kendimizi atmak isteriz içten içe. Kendimizi kapatırız, bir daha başkasını asla sevemem, sevsem de güvenemem deriz.Zaten böyle iyi, tek başına olunca en azından canını yakan olmuyor deriz. Deriz de deriz...

Tanıdık geldi değil mi yukarıdakiler? Hepiniz en az bir ilişkinizde yaşamışsınızdır bu süreci. Yukarıdakileri neredeyse birebir yapmışsınızdır. Peki sonuç? Sevmediniz mi mesela bir daha kimseyi? Güvenmediniz mi başka birine?

Ben de bugüne kadarki ayrılıklarım sonrası hep aynısını yapmıştım, bile bile sadistçe kendi canımı yakmıştım. Kendimi suçlamış, değerimi düşürmüştüm.

Ama bu seferkinde, en yıkıcı olanında dur dedim, bundan öncekilerde böyle yaptın da ne oldu, bu sefer de diğer yolu dene. Kendini suçlama, sen en değerlisin, daha iyisiyle karşılaşacağın için bunlar yaşanıyor, çok daha mutlu olacaksın, çok şey öğrenecek, daha da güçleneceksin dedim. Hayatta insanın başına her şey gelir, senin başına gelen en kötüsü değil, sen nelerin altından kalktın bunu zaten atlatırsın dedim. Her şeyin daha güzel olacağını, bundan sonraki hayatımın fırtınadan sonra açan o muhteşem güneş gibi aydınlık olacağını söyledim kendime ve buna inandım."


Kalanı için TIK TIK :)

Hamide'me not: Geçecek bu günler. Az sabret.. Benimki belki seninki ile kıyaslanamaz ama inan bana anlıyorum seni. Bi de çok seviyorum <3

5 yorum:

  1. Sen nasıl tatlı bi kızsın ezeli rakip ebedi dost yaa :) neden kızayım aşk olsun gurur duydum yazımı başka bi blogda okuyunca hem de şu an tam da ihtiyacım varken bu duyguya hızır gibi yetiştin bitanesin... Yazı benim olduğu için onunla ilgili yorum yapmıyciim egoistlik olmasın. Ama bebişim senin için de benim için de bizim gibi şeyleri yaşayan herkes için de geçecek yavrum geçecek. Facebook sayfamı beğenmiş miydin bu arada, orada şöyle bir söz paylaşmıştım: "İyi ki geçiyorsun zaman. Ya acının en derinime işlediği bir anda dursaydın..." zaman geçiyor biz iyileşiyoruz canım.

    YanıtlaSil
  2. Hamidem hep döktür, bizimde gönlümüze serin sular serper, kendini mutlu ettiği yetmezmiş gibi bulaştırır hepimizi mutlu eder, ağzına sağlık seninde, onunda :)

    YanıtlaSil
  3. merhaba blogumun başlığıyla aynı olması çok şaşırttı. birbirinden habersiz aynı kelimeleri kullanmak :)

    YanıtlaSil
  4. canım nerelerdesın ozlemısım blogunu senı...blog lıstemden buldum bak olmas kı ama..bu arada gerekten hamıde fena dokturuyor kıyamam ona sahane kalemı var :) sevgıler

    YanıtlaSil
  5. Selam, mail adresinizi göremedim o yüzden buraya yazıyorum. Uzun süredir blog aleminde sizi göremiyoruz, umarım bir aksilik yoktur. Sadece merak ettiğim için yazdım isterseniz silebilirsiniz.

    Rabbim işlerinizi rast getirsin.

    YanıtlaSil