11 Temmuz 2013 Perşembe

Merhaba :)




Merhaba :))

Döneceğim, döndüm, dönüyorum derken dönemedim bir türlü. Hep yarım yamalak geldim buralara, biliyorum. Aslında hem özel hayatımda olanlar, iş, ev, taşınma, telaşlar, hem de ülkece  içinde bulunduğumuz durum beni blogdan oldukça uzaklaştırmak zorunda kaldı. 
Hem zamansızlıktan hem de içimden gelmediği için de yoktum. Dün Daphe ile twitterda sohbet ederken nasıl özlediğimi farkettim ve hemencik geleyim dedim.

Twitter ve Instagramdaki arkadaşlarım özel hayatımda neler olduğunu epeydir az çok biliyorlar. Bu nedenle de buraya detay vermek gereği duymuyorum. İfşa etmiyorum yani artık açık yerlerde özel hayatımı :)

Ülkece içinde bulunduğumuz durum da beni ziyadesiyle üzüyor ve sinirlendiriyor. Dolayısıyla o konularla ilgili de çok detaya girmek istemiyorum. Gaz yiyen insanları gördükçe, şiddete maruz kalan ve hiç bir suçu yokken olayların arasında kalanları, yitirilenleri, ölenleri okudukça, gördükçe içim yanıyor ama elimden hiçbir şey gelmiyor. Yine de desteğe devam.

Yaradanın adını her fırsatta ağzına alıp yaradılanı sevmeyen, ölümüne sebep olan, acıtan, kanatan, döven, öldüren, öldürten kimse insan olamaz! Ben de meydanlara inmek, destek olmak, gerekirse durmak gerekirse yürümek istedim ama hem izin vermediler hem de açıkçası yaşanan zulmü görünce korktum.. Korktuğumdan da utandım...

İşimle ilgili de pek çok değişiklik gerçekleşti. Yeni işime adapte olmaya çalışırken mobbinge maruz kaldım diyebilirim. Bilmediğim bir kültürde farklı görüş ve düşüncelerdeki insanlarla anlaşmaya, çalışmaya çalışmanın zorluğunu bizzat yaşadım. Saçma sapan kıskançlıklar, yapılan hataları başkalarının üstüne atmaya çalışmalar, kuyu kazmalar, peeeh... Ben böyle şeyi onca sene çalıştığımda görmedim. Çok şaşırdım..
En sonunda dayanamadım istifa ettim. Kabul edilmedi ama! Herkes bir yana patron izin vermedi, kabul etmedi istifamı. Ama benim yıprandığımı görünce de izin verdi sağ olsun bana. Şimdi iznin keyfini çıkarıyorum. Ben dönene kadar kim öle kim kalaaa. Dönünce okurum ben onların canlarına. Yani inşallah! :))

Yukarıdaki fotoğraf da Bodrum tatilimizden bir kare. 2 gün kaldık orada ama bünyemize hapsettiğimiz huzur yetti bize uzun süre :)
Oldum olası nedense Antalya ve civarlarını sevemedim, ısınamadım. Oralar bana hep rutubetli, gereksiz sıcak ve nemli geldi hep. Benim sınırım Fethiye'ye kadar. Ama en sevdiğim yer hem memleketim Marmaris, hem de Bodrum. Belki oralarla ilgili lüzumsuz anılar barındırmadığım, berrak bırakabildiğim içindir. Belki de Egeli olduğumdandır Akdeniz bölgesine karşı soğuk ve uzak tutumum, bilemem :))

Şimdilik kısa kısa böyle. Bundan sonra hayatımla ilgili detaya girmeden paylaşımlarıma devam edeceğim inşallah..
Mmmhh özlemişim buraları bea! :)

Sevgilerle :))

1 yorum:

  1. Kuzu hoşgeldin yeniden ben marmarisli olduğunu bilmiyordum ki:) e gelince banada buyur:)

    YanıtlaSil