17 Eylül 2013 Salı

Blogger - Bumerang - Hurpass Sorunu


Blogger kullanıcılarının pek çoğunun bildiği gibi Bumerang gibi şahane bir network e sahibiz. Bumerang sayesinde trafiğimizi arttırıp yeni siteler keşfedebiliyor, reklamlar yayınlayıp bunlardan gelir kazanabiliyor, blogumuzu daha geniş kitlelere yayabiliyor, blogumuzu tanıtabiliyoruz. Yani çok başarılı bir sosyal blog networkü. Üstelik twitter ve facebookta da aktifler.


Blogumun bağlı olduğu mail adresini değiştirince Hurpass'tan ve Bumerang'dan da değiştirdim. Sanıyordum ki sanırım Hurpass'ta değişmemiş ya da Hurpass değişimi bumerang'da görünmüyor. Karışık bir şeyler.
Daha sonra telefonuma bloga bir reklam geldiğine dair mesaj geldi ve Bumerang'a giriş yapmaya çalıştım. O da ne? Hurpass üzerinden Bumerang'a bağlanabiliyoruz ve Hurpass beni tanımıyor. Tamam tanışalım bebeğim dedim ama bu sefer de blogumu tanımadı. Eski mail adresime bağlı olma ihtimali üzerinden gittim, işler iyice sarpa sardı.

Şimdi blogum nerede, Bumerang'a nereden bağlı, ben neden Hurpass üzerinden aktaramıyorum, blogumu nasıl eski sistemime döndürürüm bilmiyorum. Reklamları alamadığım gibi Bumerang'ı ve Hurpass ı da kullanamıyorum.

Kafamda deli sorular.
Bir kaç kere mail attım bumerang destek ekibine. En son durumun açıklayıcı resimlerini de attım ama henüz çözüme kavuşmadı.
Biliyorum onlar da yoğundur ama ben gerçekten yoruldum. Çözemiyorum durumu. Çileden çıkıyorum artık.

Naapsam bilemiyorum. Çok mutsuzum Edi :(

Bir fikri olan?

Günün Karikatürü :)


16 Eylül 2013 Pazartesi

Debbie Macomber kitabı isteyen?

CEKILIS BITTI :)
KAZANAN INSTAGRAM'DA ;)

Hayydi bir çekiliş de benden :)
Instagram hesabımı takip ediyorsanız orada çekiliş başlattığımı görmüşsünüzdür. Aynı çekilişi blogda da sürdürüyorum. Süre kısıtlı ve yakın tarih olacağından mümkün olan herkesin yararlanmasını dilerim:)

Her şey çok basit!
Blogumu takibe alıp, aşağıdaki fotoğrafı blogunuzda link vererek paylaştığınız takdirde siz de kazanma şansı elde edeceksiniz :)
Tabi bu yazının altına da linklerinizi ve mailinizi yorum olarak bırakmayı unutmayın:)
İşte bu kadarr :)



Not: son gün 18 Eylül 2013 :))

Mutluluk...

güzel bir duygu.
Kıskanılan.
İmrenilen.

İnsan, birini sevdiğinde, değer verdiğinde, eninde sonunda karşılığını almak istiyor. Sevdiği de onu sevsin, en az onun ona değer verdiği kadar karşılığını görsün hatta artsın eksilmesin, taşsın dökülmesin istiyor.
Ayakları yerden kesilsin. Öyle ki, basamasın istiyor.
Yani en azından ben böyleydim.

Birini sevdiğimde, onun da bana karşı hislerini bildiğimde, istiyordum ki o da benimle aynı heyecanları yaşasın. Yoo hayır o daha çok heyecanlansın istiyordum.
Boğmadan elbette. Uçarcasına yaşasın ve bana da yaşatsın istiyordum. Uçsuz bucaksız yaşayalım, mutluluktan ağzımız ile kulaklarımız arasındaki mesafe gittikçe azalsın istiyordum.

Herkes gibi ben de 'sevdim' , 'seviyorum' dedim.
Şimdi dönüp bakmanın, geçmiş kararları sorgulamanın manası yok biliyorum elbette.

'Artık yeter' dediğimde karşıma çıkan, 'yok olmaz' dediğimde olduran, 'yok canım daha neler' dediğimde 'aynen öyle' diye ikna eden, 'bizden geçti' dediğimde 'daha neler' diye utandıran, benden daha çok uçan ama çaktırmayan ( :) ) biriyle, tahmin dahi edemeyeceğim kadar kısa sürede evlendim.
Damdan düşerek girmedi elbette hayatıma ama 'evlilik' ikimiz için de çevremizdekilerin de bileceği kadarıyla soru işaretiydi.
Beni boş ver de esas ondan beklenmeyecek performanstı ki kimse inanamadı kararımızı açıklayınca. Hatta düğünde bile tüm bunların rüya olduğunu sananlar vardı. Eminim.
Çünkü biri de bendim :)

Öyle veya böyle hayat sana bir yol çiziyor ve sen planlar yaparken o hakikaten bir tarafıyla gülüyor sana.
Ölürüm diyorsun ama sonra öyyyle bir yaşıyorsun ki sen bile inanamıyorsun.

Mucizeler, ki bence kesin varlar, güzel şeyler.
Mucizeleri hayatınıza katanlar da.

Değerini bilin.

Es geçmeyin.
Tüm bu telaşlar, yoğunluk, yorgunluk, para, pul, iş, güç, fatura, yemek, koşturmaca içerisinde ihmal etmeyin.

İyi ki varlar  




Sevgilerle :)

Her şeyden bir tutam mini bir çekiliş yapıyormuş :)

Bu da ikiii. İnşallah bahtım açıktır bu aralar:))

Her şeyden bir tutam - undenied çekiliş yapıyormuş. Buyrun buradan :)
Sevgilerle 

Ayağımın tozuyla / Supercellma'da çekiliş var :)

Gelir gelmez bir çekiliş haberi ile başlayayım. Ben de hazırlıklarımı tamamlayabilirsem kendi çekilişimi başlatacağım zira :)

Supercellma'da çok cici bir çekiliş var. Katılın ama kazanmayın, bana çıksın. 
Teşekkürler :P

Çekilişe buradan ulaşabilirsiniz. 
Sevgilerle :)

Tamam tamam çiçekleri odama götürün :P

Döndüm, dönmedim, dönüyorum döneceğim derken bloga değil iş hayatına döndüm.
Sonra da yalan oldu tabi blog falan. Instagram da popüler olalı mertlik bozuldu gibi bir durum söz konusu. Artık anlık paylaşımlar o kadar büyük önem içermeye başladı ki hayatımıza blogu hep sonraya erteliyorum.
Ha şimdi bu yazıyla döndüm mü bu tartışılır. Ama Sevdacığın yoğun isteklerine daha fazla tahammül edemeyeceğimi anlayıp "tamam" dedim. "Söz yazacağım daha sık:)"


Dün kocci ile Palladium gezisi yapmaya karar verince Sevda'yı arayıp "gel" dedim. Valla öyle emir kipi ile hem de :)
Hiiiç bahane falan kaldıramam zira özledim kendisini. Kırmayıp bizden önce geldi :)
Sohbet sohbeti açtı. Ben kocamı unuttum bir yerlerde, o da sağolsun hatunların muhabbetini bölmedi, D&R'da saatlerce oyalandı canımın içi :)

E şöyleydi böyledi derken buraların kokusunu nasıl özlediğimi anladım. Bir sürü bahanem vardı elbet, yetişemiyorum, şunu yapıyorum, bunu yapıyorum, sınavlar, ütü, yemek, ev işleri, evlilik, gezmeler, tozmalar derken bloga zaman kalmıyor-du ki bloga ayrıca zaman ayırmanın zamanının geldiğini fark edene dek. 

Daha önce tatmadığım dostluklar tattım bu blog sayesinde. İsmimi, adresimi, yerimi yurdumu değiştirsem de değişmeyen arkadaşlarım oldu. 
E ben de özledim.
Tamam tamam geldim:)

O zaman hoşgeldim mi?

Sevgiler :)