31 Aralık 2014 Çarşamba

Merry Merry Christmas :)




★  ★ ★  ★  ★  ★  ★  ★  ★  ★  ★  ★ 


Geçtiğimiz hiçbir seneye benzemeyen, 
inanılmaz keyif alacağımız,
çokça mutlu olacağımız, gönlümüzden geçen güzelliklerden fazlasına sahip olacağımız,
hep güleceğimiz,
hiç üzülmeyeceğimiz, 
süppper ötesi,
harikuladee,
MUHHTEŞEM BİR YIL OLSUN 2015 !!!

Amin :)



Nice nice keyifli seneleree!! 

 ★  ★  ★  ★  ★  ★  ★  ★  ★ 


30 Aralık 2014 Salı

Komik hayvanlar vol.4 :)

Malum salı günlerini hayvanların komik kısa videoları günü ilan ettik. Azimle aynen devam. Dilerim keyif alıyorsundur okuyucu :)

Komik hayvanlar ilk bölümü için buraya,
ikinci videolar için buraya
üçüncü part videolar için de buraya tıklayabilirsin :) 










Sevgiyle 

26 Aralık 2014 Cuma

Yeni yılda yeni keşifler için kendinize bir hediye verin!

Haberleri takip etmek için kullanılabilecek en iyi uygulama Hürriyet E-gazete olsa gerek. Hem basılı gazete okuma keyfini yaşarken, hem de güncel haberlere ulaşabilme imkanı sunuyor. Uygulamanın son güncellemeleri ile de; hava durumuna, burcuma, finans haberlerine ve sinema rehberine ulaşabiliyorum. Hürriyet E-Gazete'nin en güzel yanı da (sona sakladım) bir sonraki günün haberlerini 00:00'da alınıyor olması.
Şimdi de sizi Hürriyet E-gazete'nin yılbaşı paketi ile tanıştırmak istiyorum. Bu pakette Hürriyet E-Gazete'nin yanı sıra, Elle ve Atlas dergilerinin dijital kopyası var :)
Haberleri ve gündemi hem gazete okuma keyfini yaşayarak takip etmek isteyenler, hem de ben gazetemi okurken bir yandan da falıma da bakarım, filmlerden de haberim olur diyenler yılbaşı paketini kaçırmasın derim! Hem de kısa bir süre için sunulan bu paketi alıp, gazete keyfini sürerken modayı Elle ile takip de edebilir, Atlas okuyarak da farklı keşifler yaşayabilirsiniz.
Yeni yılda sevdiklerine sevdiğin şeyleri hediye etmek de adettendir. Siz de arkadaşlarınıza ve gazetesiz olmaz diyen aile üyelerinize 6 aylık veya 1 yıllık versiyonları olan Hürriyet E-Gazete paketlerinden birini hediye edebilirsiniz. Her gün kullandıkça sizi hatırlasınlar:)
Daha ayrıntılı bilgi almak için sitelerini ziyaret edebilirsiniz.
Bir boomads advertorial içeriğidir.

Hayırlı ve keyifli, mussmutlu cumalar olsunn! :))


23 Aralık 2014 Salı

Komik hayvanlar vol.3 :)

Salı günleri komik hayvan videoları günü oldu adeta benim için :)

Komik hayvanlar ilk bölümü için buraya,
ikinci videolar için buraya tıklayabilirsiniz :) 










Keyifli günler 

20 Aralık 2014 Cumartesi

sevmiyorum kış mevsimini :((

Merhaba!
Son doktor kontrolümüzde, tavsiyesi üzerinde birkaç gün evde ya(y)tmış, dinlenmiş, eğilme-kalkma hareketlerinden uzak durmuştum
 Hatta günlük rutin yürüyüşlerimden bile. Bir hafta sonrasında tetanoz aşısı için ilk kez toparlanıp,evden çıktım. Aile sağlığı merkezine gidip geldim. Sonra..
Sonrası ertesi günden itibaren başlayan boğaz ağrısı..
Ardından öksürük ve toplam 8 gündür süregelen bir faranjit yoğunluğu..
Akut bronşit /faranjit yazdı doktor reçeteye.
Bir sürü tahlil, ilaç.. Aman ateşim çıkmasın diye panik.
Yükselmeye başlayan ateşe önlem olarak koca 2 şişe serum..
Ve hala hastayım..
Öksürmekten yorgunum resmen.
Bebiş içeride ne alemde bilmiyorum ama onu çok rahatsız ettiğim kesin :(
Dilerim bunca bal, turp, zencefil, viks, antibiyotikler vesaireler tesirini artık gösterir de şu illet bir an önce biter.
Hadi ben neyse de kocca da endişeli, annem kilometrelerce ötede paniklemiş vaziyette..
Her şeyden öte, miniğim için daha sağlıklı olurum bir an önce inşallah..
Siz de dikkat edin kendinize.. Salgın var diyollaaa . :((

10 Aralık 2014 Çarşamba

Tam ortasındaymışım..

Merhaba :)
20 haftalık gebeden sevgilerle :)
Kistim büyüdü mü diye kontrole gidip hamile olduğumu öğrendiğimden bu yana 17 hafta geçmiş. O kadar oldu mu?!
Biz planlarız, halleriz, doğru zamanı hesaba katar öyle şekillendiririz derken birileri ve Allah bize sürpriz yaptı:)
Şimdi o sürprizi kollarımıza almamıza Allah nasip ederse yaklaşık 20 hafta var. 
Her gün defalarca aynaya bakmama rağmen hediye edilmiş, emanet verilmiş canın, benim bedenimde büyüyüp, beni büyütüp, sevgimizle büyüyen miniğin varlığı beni her defasında daha çok şaşırtıyor.
Ve koskoca 20 hafta geçti… yolun yarısı oldu! Gün geçtikçe daha çok derinleşen nasıl bir bebek olacağına dair merak, anneliğe karşı duyduğum heyecan, karı koca olarak farklı boyutlara taşınan mutluluk ve aşk, birbirinden karışık rüyalar, her bir hareketinde hissettiğim o his ve tüm bunları yaşadığımız için duyduğum sonsuz şükür!!
Çevremde bir çok hamile olsa da, hamilelikte neler olabileceği ile ilgili bir sürü kitap,makale, web sayfası okumuş olsam da… öğrendiğim ve yapmam gerektiğini hissettiğim bir tek şey var; tadını çıkarmak!
Daha çok kitap okumak istiyorum, daha çok yazmak istiyorum, daha çok gezmek ve hatta daha çok yemek istiyorum:)
Daha çok aşermek, daha çok uyumak, hamilelik hallerimi doya doya yaşamak istiyorum, daha çok yaptıklarımdan yapmak istiyorum doğum sonrası kendime ait zaman depolarım dolu olsun diye… Sanki zaman yetmeyecekmiş gibi geliyor. Bazen de geçmeyecekmiş gibi.
Hem bir an önce kollarıma almak, göğsüme yatırmak istiyorum hem de bayaaaaa uzun orada kalmasını.
Sanırım duygusallaştım yine:)
Zaten bu aralar ağlamak için illa bahane bulmaya gerek yok :) hormonlarım her an tetikte. İnsan mandalina yerke bile ağlayabilir mi? İşte onun vitamini benim bebişime mi gitcek aman da aman diye diye ağladıgımı biliyorum ben :))
Artık bildiğin hamileyim, 3G kombinasyonum tamamlanıyor :):)
Kan hapımı, vitamin ilacımı düzenli olarak almaya devam ediyorum, cevizi ve balığı bir de günde dev bardak sütü ihmal etmemeye de ayrıca dikkat ediyorum! 
Miniğim büyüdükçe kemik gelişimi için benden alacağı kalsiyumları ve vücudumun vitaminlerini düşününce biraz gerilsem de destekle üstesinden gelebileceğimi biliyorum. Yeter ki o iyi olsun ve yeterli beslensin:)

Birkaç ufak sıkıntımız olsa da onları burada paylaşmayacağım şimdilik. Rabbim yardım etsin ve bebişimizi sağsalim hayırlısıyla kucağımıza alabilelim. :)

Sevgiler <3 <3 <3

6 Aralık 2014 Cumartesi

Böyle mıyış mıyış bir cumartesi ♥


Hava da muhteşem (!) zaten, gezmeyi de yemiyor pardon çekmiyor canımız.
En iyisi evde oturup mıyış mıyış pineklemek.
Aa belki yılbaşı kartlarımızı da yazmalıyız geç olmadan. Biraz da pazar keyfine hazırlanalım. Enerji depolayalım yarın için.
Sonra sendromsuz pazartesiler olsun falan.
Evet evet. 
Hava tam: kitap, battaniye, ıhlamur.
Aman hastalanmayın!


Sevgiyle :)


4 Aralık 2014 Perşembe

Lamba Yenileme D.I.Y

Geçenlerde yeni ev sahibi olan bir arkadaşımızın evine yardıma gitmiştik. Instagramdan takip ediyorsanız denk gelmişsinizdir, mutfağında renksiz ve ruhsuz duran cam ve metal kavanozlarına el atıp yeniledik :)
Birkaç ufak dokunuşla mutfağına hem renk geldi hem de canlılık.
Daha sonra arkadaşımız oturma odası için aldığı ayaklı aydınlatmasının ve lambasının ne kadar sıkıcı olduğundan, istediği gibi bir lamba başlığı bulamadığından yakındı. Biz de bu bahane ile malzemeleri toplayıp yine yollara koyulduk.


Düz, standart plastik lamba başlıkları önce yerlerinden çıkardık. Arkadaşımızın seçtiği simli krem renginde akrilik boya ile zemini 3 kat boyadık. Tabi her kat arasından muhakkak bir çay ya da kahve molası verip katların kurumasını bekledik:)

Önce şablon ile şekiller yapmayı düşünsek de ahşap objeleri renklendirip yapıştırmanın daha farklı duracağına kanaat getirip kelebek ve melek figürlü minik ahşap objelerimizi odanın yastıklarının rengine boyadık. 


Renklendirilip verniklenmiş objeleri sıcak silikon yardımıyla boyanmış lamba başlıklarına sabitledik. Burada aslında hızlı yapıştırıcı da kullanılabilir fakat yanımızda yoktu maalesef.



Sonuç bu :)
Bulunduğu odayla birebir uyumlu, orijinal ve sevimli bu lambayı boyarken biz çok keyif aldık. Tek sıkıntımız zemini boyarken oldu çünkü fırça izlerini kaybettirmek ve kurumasını beklemek biraz fazla zamanımızı aldı.
Ama hem sevdiğim iki arkadaşımla keyifli bir gün geçirdim hem de onun baktıkça mutlu olmasını sağladığım için ben daha da keyiflendim.

Dilerim size de fikir olur, 

Sevgiyle



Ufak tefek her şeyi kendimize dert etmek için bunca zaman ayırmasak...


Aslında ne kısa hayat.. 
Bir anda geçip gidiyor "çok önemli" dediğimiz zamanlar..
Kıymetini anlamak, sıkı sıkıya tutunmak, sarılmak, değer vermek, değer bilmek, vakti iyi değerlendirmek gerek. 

Sonra üstümüz çimlendiğinde geçen ömre acıyacak yüreğimiz bile toprak olmuş olacak... . 
Her şeyi dert etmeyi bi bırakın, Allah aşkına!

Tadını çıkarın!
En azından deneyin ;) Haydi!

3 Aralık 2014 Çarşamba

İnsanın kardeşi olması çok başka bir şey ♥




Geçtiğimiz haftasonu TEOG sınavından sonra canım annemle kardeşim, atladıkları gibi otobüse yanıma geldiler. Bir gece öncesinden hatta günler öncesinden heyecandan uykularım kaçmaya başladı. Neler yapsam, ne hazırlasam diye panikledim.  Sabahın 4ünde kalkıp kahvaltı hazırladım, o derece :)

Neyse ki çok şükür sağsalim geldiler. Cuma, cumartesi ve pazar birlikteydik. Uzun zamandır bu kadar dolu dolu bir hafta sonu geçirmemiştim. Ama tabi tadı damağımda kaldı...
İnsan ailesine, bal kardeşine doyar mı? Mümkün mü? :(

Neyse iyi olsunlar da.
Hasretliğe katlanılır.....


Ben bir kardeşim olmasını senelerce çok istedim. Olmadı olmadı.. Sonunda bir gün, hem tam yatılı liseye gitme hayalleri kurarken, ortaokulun son yılında bir kardeşim olacağı haberini aldım. 
Liseye başladıktan 2 ay sonra doğdu bu prenses. Defalarca rapor alıp eve kaçtım, devamsızlıktan sınıra dayandım. Hep onunla olabilmek için.
Kucağıma doğdu, kucağımda büyüdü. 
Herkes ilk dileğini kendine ayırırken, ben onun için diledim hep. 
Kızarım, küserim, ağlarım, şımarık derim, şapşal derim ama o benim Can'ım..
Allah ayırmasın bizi, yüreklerimizi ayrı düşürmesin.
Onun o pamuk elleri, güzel yüreği, ışıltılı gözleri, miss kokusu ve sevgisi ile 2001 yılından beri bambaşka oldum ben.
Her defasında, onunla büyüdüm. 
Onun canı yansa ben daha çok ağladım.
Kıyamam.
Kıydırmam.
Henüz evlat sevgisini tatmadım, Rabbim nasip etsin ama çok güzel bir kardeş sevgisi tatmak nasip oldu, Rabbim daim etsin. Aramızdaki 15 yaş da bu sevgiyi bambaşka hissetmeme neden oldu.


Pazar günü prensesimin doğum günüydü. Cumartesi akşamından yemeğe gittiğimiz yerde sürpriz bir şekilde kocca ile pasta organizasyonu yapıp kutladık. Pazar günü de gitmeden yukarıdaki gördüğünüz küçük pastayla bir daha kutladık. Tabi yanında kurabiyeler, mini kekler falan :) Çocuk şeker komasına girmediyse şansımıza :)

Onca kek, börek, pasta falan iyiydi de otobüslerinin ardından el sallamak zorunda kalınca resmen hiçbir şeyin tadı tuzu kalmadı..

Yeni yaşı dilerim prensesime şans getirir, en iyi, en rahat okullarda kaliteli bir eğitim görür, 2015 yılında hayırlısıyla başlayacağı lise ile geleceğine sağlam temeller atabilir. 


Rabbim hepimizin sevdiklerini korusun inşallah..
 Bir de tez vakitte kavuştursun ve mümkünse bir an önce ışınlanma icat edilsin! 


Sevgiyle 

2 Aralık 2014 Salı

Un helvası aşkı ♥

Dün akşam, tam koccanın işten çıkıp eve gelme zamanında canım deli gibi un helvası çekti. Zamanında kitabın birinde, canı un helvası çekenler eğer kavurmazsa hanesine ölüm girer gibi bir inanç okumuştum, sanırım Azerbaycan'da olan bir inançtı bu. Bkz: çok okumak her zaman iyi değilmiş :)
Her neyse, sonuç olarak canım deli gibi un helvası çekti (biz buna aşerme diyoruz ;) ) ve aklıma bu inanç geldi. Beni sardı bir korku. Tam da akşam yemeği saati. Kocca işten gelmek üzere, evde sıksan anca 1,5 su bardağı şeker var.
Eee az olsun, bizim olsun dedim, hayatımda bir tek kere un helvası yapmamış biri olarak geçtim tezgahın başına.
Zaten bazen düşünüyorum, kesin yanlış meslek seçtim ben. Tamam şahane yemekler yapmıyorum ama uydurdum mu da tutturabiliyorum, maşallah :)
Gelelim uydurma un helvası tarifime;

Önce esas malzeme:
4 Çorba kaşığı Tereyağı (Tahmini 150 gr kadar)
1,5 Su bardağı Un

Şerbeti için:
1,5 Su bardağı Toz Şeker (evde o kadar şeker olduğu için kalan malzeme de ona göre şekillendi. Siz dilerseniz oranları arttırabilirsiniz paralel olarak)
2 Su bardağı Su
1 Paket Vanilin

Hazırlanması :
Şekeri, suyu, vanilini bir tencere koyun, yaklaşık 6-7 dakika kaynatın. 6-7 dakika sonra ocaktan alıp, ılınması için bekleyin.
Tereyağını, tercihen teflon bir tencereye koyup eritin, üstüne unu azar azar ekleyip sürekli karıştırın.
Ortalama 15 dakika karıştıktan sonra rengi iyice açık kahveye dönene dek kavurun.
O esnada ılınmış şerbeti, ocaktan aldığınız un kavurmasının içine ekleyip hızlıca karıştırın. Ortalama 5 dakika.
5 dakikanın sonunda iyice katılaşmış ve bütün haline gelmiş helvanızın tenceresinin kapağını kapatın, bir müddet dinlendirin.
Sonrasında dilerseniz  kaşıkla şekillendirebilir, dilerseniz direkt tabağa döküp çatalla şekillendirebilir, cevizle süsleyebilirsiniz.
Bizim zibidi daha fazla bekleyemediğinden ben tencere kapağı kapatıp dinlendirme kısmını tamamen es geçtim ve sıcak helvayı, dilim yana yana yedim :)
Dolayısıyla benim helvam hem şekilsiz hem de çok katı oldu ama lezzeti muhteşemdi :)
Size afiyet olsuun :)

Hala orada mısınız? :)


25 Kasım 2014 Salı

Amanın da ne özledim!

Yazmak istiyorum, vakit ayırmak istiyorum ama yetişemiyorum :(
Rüyamda blog yazıyordum, valla:)
Aslında şu anda arkadaşımın evindeyim ve bu yazıyı da telefondan giriyorum ama ne bileyim aklıma takıldı,iki satır düşeyim dedim.

En kısa zamanda görüşmek dileğiyle 

8 Kasım 2014 Cumartesi

Düğününde böyle dans etmeye cesaret edebilecek var mı?






Videoyu mutlaka izleyin, cidden çok çalışmış, cesaret edip yapmışlar. Bravo!
Ben gülmekten yapamam sanırım böyle bir şeyi teklif bile edemezdim zaten:)
Peki siz?

6 Kasım 2014 Perşembe

Eski gazeteleri atmayın!

Diyorum ben hasta olmam bi tek size yarıyor diye. Hatta Deniz bile demişti 'sen hep hasta olsana' diye. Aa :) Neyse zula yaptım, artık hasta olmama gerek yok sizinle D.I.Y projelerini bulup paylaşmam için :)
Şu an ateşim düştü. Vücudum mikroplarla savaşmaya devam ediyor. Halsizim, her yerim ağrıyor. Ama buradayım. Düşün yani okuyucu, blogumu ne kadann çok seviyorum değil mi?:)
Tamam tamam buraya kadar sabırla okuyabildiysen tatlı okuyucu, sabrını daha fazla sınamadan eski gazeteleri neden atmıyoruz, manyak mıyız yoksa zeki mi onun cevaplarını vermeye başlıyorum :)

buyrun bakalım:)




Eski gazeteleri atmamışlar, rulolar yapıp sarmışlar. Böyle şirin bir sepet oluşturmuşlar:)


Gereken malzemeler:
Gazete
Silikon tabancası yada tutkal / yapıştırıcı
(Tutkal akar, dert olur. İmkanınız varsa silikon kullanın)


Uzun uzun anlatmama gerek yok sanırım. Mantığı çok basit, yapımı azıcık sabır istiyor sanırım. Bu yukarıdaki resimde gördüğünüz zemini olacak sepetin. 
Gazete kağıtlarını yelpaze yapacakmış gibi kat kat getirip, şeritler halinde kesmişler. Ardından da rulo yaparak sarmışlar da sarmışlar.

Sonra yuvarlak, ortası boş rulolar yapmışlar. Bunları yapıştırıcıyla sabitlemişler.

 Yapıştırıcıyla veya silikonla sabitlenen rulolar sıra sıra dizilmeye başlanmış.

Üst üste dizilen ve yapıstıran halkaları sabit tutmak için mandalları kullanabilirsiniz bence. :)



Veee sonuç:))
 Ben sevdim ya. Yapsam mı diye de düşünmüyor değilim hazır evdeyken.
Siz beğendiniz mi?

Sevgilerle!:))

5 Kasım 2014 Çarşamba

kim korkar lösemiden!

Merhaba :)


2-8 Kasım Lösemili Çocuklar Haftası. Lösev'e yapacağınız küçük miktarda destek, AVM'lerde satılan takvim,kupa gibi şeyleri alarak, yüklü miktarda olan tedavi masraflarına, küçük de olsa destek olarak birçok çocuğun hayata yeniden tutunmasını sağlayabilirsiniz✔.

Kanser öldürmez;
iyi koşullarda bakım sağlanırsa ve maddi-manevi destek verilirse.

Unutmayın ufak miktarda yapacağınız her bağış, kocaman bir hayat..

‪#‎kimkorkarlösemiden‬

3 Kasım 2014 Pazartesi

Sendromsuz pazartesiler!

Eneeeeeeem bugün günlerden pazartesi.
Ee nolmuş?
Aylar yıllar önce 'olm pazartesi sendromu diye bişi var' deseler. 'Ya bi git. Pazartesinin de sendromu mu olurmuş' derdim. İstesen de istemesen de, inkar da etsen, kış mevsiminde o pazartesi sendrom olmaktan çıkıyor ve kabusa dönüşüyor arkadaş.
Sen o ısscacık yatağından çıkıyorsun, işe geliyorsun. Ötesi var mı?
Yok!
Sonra da sendromumu mu olurmuş. Oluyo işte!
O pazartesi, hiç adam olmuyo bi kere. İlla bi b.kluk çıkarıyor. Ya burnun akıyor, ya bi tarafın ağrıyor, hiç olmayacak rahatsızlıkların nüksediyor, ya aylardır ertelemekte sakınca görmediğin işler masanda bitiveriyor. Oluyor yani. Kıl pazartesi seni.

Adi pazartesinin sendromları, bunalıma sokma sebepleri bitmiyor ki :((

Neyse işte hayat devam ediyor. Bir şeyler oluyor. Oturup uzuun uzun yazmayayım şimdi. Tembel diilim aslındaa, sadece hayvanın hasına özeniyorum bu aralar. O ne mi? Koala tabiii! Hayvan 20 saat uyuyor günde. 
Aah işte tam ben! Uyusam, uyusam, uyusam, kaşınsam, nutellalı ekmek yesem sonra yine uyusam. Hayat ne kadann şahane olur değil mi? :)
Olmuyo amaa!
Neden?
Çünkü bugün pazartesi!!!


03  Ekim günü Dünya Engelliler Günüydü.
Bir ay geçti üzerinden ama senede bir gün anıp da sonra görmezden gelmeyi sevmediğimden (ve dahası o gün yazmadığımdan) şimdi paylaşmak istedim..

Türkiye'deki engellilerin %80 i işsiz.
Onların yeteri kadar 'engel'i varken, bir de biz neden engelliyoruz pek çok şeylerini?:(
Problem teşkil etmeyen konulara sözde (!) çözüm getireceğinize, varolan sorunları çözüp, hayatı insanlar için daha kolay hale getiremez miyiz/misiniz? 
Okullardaki türbanı, kıyafeti dert edeceğinize, Kur-an dersine ağırlık verip zırt pırt sınav / okul sistemini değiştireceğinize,  kaldırımlara rampa yapsanız mesela???

Unutmayalım, görmezden gelmeyelim!
Her şeyin üstesinden gelinebilir, yeter ki gönüllerimiz engelli olmasın!

Sevgilerle!

1 Kasım 2014 Cumartesi

Bazen böyle...

arkamdan konuşan, adsız yorumlar bırakan, olur olmadık laflar atan,
garip garip şeylere takılıp çekemediklerini alenen belirten, 
durup dururken keyfimi kaçırmaya yeltenen,
 haddini bilmeyen
 insanlara

uçup,

tutup,

yapıştırıp,

saçını başını yolasım geliyor!








.

Ama yapmıyorum.
Neden? :)


Gerek yok :)


Sevgilerle!!