29 Eylül 2011 Perşembe

HIV'den değil önyargıdan kork!


SorumluBlog: Bize İyi Kalbin Gerek” Fotoğraf Sergisi M.A.C Kozmetik Ana Sponsorluğunda 1-15 Ekim Tarihleri Arasında Taksim Metro İstasyonu yürüyen bantlar katında…
Arama motorlarından hayatımıza giren Sosyal Medya kahramanları bu kez çok farklı bir projeyle karşımıza çıkıyor.
Her gün ne giydiklerini, nerelere gittiklerini, ne yediklerini, ne hissettiklerini anlatan Türkiye’nin “En çok takip edilen sosyal medya yazarları” bu kez “İyi Kalpli” bir proje için bir araya geliyor. Blog yazarları Miray Uçar ve Styleboom önderliğinde kurulan “SorumluBlog” Sosyal Medya’nın Sosyal Sorumluluğunun bilincinde olduğu mesajını veriyor.
Proje Hakkında:
“Bize İyi Kalbin Gerek” fotoğraf sergisi “SorumluBlog” Sosyal Sorumluluk Projesi kapsamında HIV/AIDS’e dikkat çekmek amacıyla oluşturuldu. Fotoğraf Sanatçısı Dilan Bozyel tarafından görüntülenen 20 Sosyal Medya yazarı projeye katkıda bulundu. Hepsi birbirinden farklı 20 karakter tek bir amaç için kamera karşısına geçti. Kimi bebek sahibi olacak bir HIV Pozitif taşıyıcısını temsil etti kimi de, HIV pozitifle yaşayanların da evlenebileceğini vurgulamak
 için üzerine gelinliğini geçirdi. Bu karelerin hepsi ayrımcılığa yer olmayan tek bir piknik örtüsünün üzerinde gerçekleşti. Pucca sevgilisini streç film olmadan öpemiyor, Moda Cadısı elinde çamaşır suyu, yüzünde maske Hıv Pozitif’le yaşayanları tedavi etmeye çalışıyor, Cindrella HIV Pozitif taşıyıcısı olduğu için toplum tarafından dışlanıyor… Projede yer alan herkesin vücüdu HIV/AIDS’in simgesi olan kırmızı kurdelelerle süslendi. Makyaj ve ve Body Paint projenin ana sponsoru olan M.a.c kozmetik tarafından gerçekleştirildi.
Moda dünyasının backstage otoritesi M.A.C Kozmetik M.A.C AIDS Fonu faaliyetleri çerçevesinde projenin ana sponsoru olurken HIV ve AIDS ile yaşayan kişilere destek vermek adına Türkiye’de faaliyet gösteren Pozitif Yaşam Derneği projeyi destekliyor.
Pozitif Yaşam Derneği Hakkında: Pozitif Yaşam Derneği, kurulduğu 2005 yılından bu yana HIV/AIDS ile yaşayan kişilerin ve yakınlarının fiziksel, ruhsal ve sosyal açıdan güçlenmelerini sağlamak, yaşadıkları hak ihlallerinde savunuculuk görevlerini yerine getirmek, HIV/AIDS konusunda toplumu bilinçlendirerek gereken önleme ve bilinçlendirme çalışmaları yapmaktadır. Bugüne kadar yaklaşık 600 HIV pozitif kişiye ve binin üzerinde HIV pozitif yakınına destek olmuştur. Dernek hakkında daha fazla bilgiye www.pozitifyasam.org web adresinden ulaşılmaktadır.
www.sorumlublog.com
facebook.com/sorumlublog
twitter.com/sorumlublog

27 Eylül 2011 Salı

Filmekimi 2011 :)

Filmekimi bu yıl 8-15 Ekim tarihlerinde 10. yaşını kutluyormuş. 10. yıla özel olarak, Filmekimi ilk kez İstanbul sınırlarını aşacakmış ve Türkiye'nin beş kentinde daha sinemaseverlerle buluşuyormuş. Fakat buralara gelmiyor yine ne yazık ki :(
Bu yıl da dünyanın belli başlı festivallerinde ödüller kazanmış, Berlin, Cannes, Venedik ve Toronto'da dünya prömiyerlerini yapan filmlerle usta yönetmenlerin son yapıtlarının da aralarında bulunduğu 39 film, Filmekimi boyunca izleyicilerin karşısına çıkıyormuş. Bu zengin program 8 gün boyunca Beyoğlu'nda Atlas ve Beyoğlu sinemalarının yanı sıra Nişantaşı Citylife City's ve Cinebonus Maçka G-Mall olmak üzere 4 sinemada izleyicilerle buluşacakmış.


Filmekimi kapsamında bu yıl Avrupa Birliği MEDIA programının desteğiyle İstanbul'un yanı sıra İzmir,BursaKonyaTrabzon ve Diyarbakır'da hafta sonları gösterimler yapılacak ve böylece Filmekimi Türkiye'nin dört bir yanında yeni sinema sezonunu müjdeleyecekmiiiş:) Filmekimi seçkisi 13-16 Ekim'deİzmir YKM Cinebonus20-23 Ekim'de Bursa Burç ve Konya'da Kule Site Sineması27-30 Ekim'de Trabzon'da Cinebonus Forum Trabzon ve Diyarbakır'da Avrupa Sineması'nda izleyicilerle buluşacakmış. İstanbul dışındaki kentlerde yapılacak gösterimlerin programı, ağırlıklı olarak Avrupa filmlerinden oluşacak.
Yapacak bi şey biz de bize en yakın yere gideceğiz mecburen :)
Filmekimi broşürleri Filmekimi sinemaları (Beyoğlu Atlas, Beyoğlu Beyoğlu, Nişanyaşı Citylife City’s, Cinebonus Maçka G-mall), ana gişe İKSV ve Bienal gişelerinden (Antrepo 3 ve 5) 1 TL karşılığı alınabilir.

FİLMLER:

Oyunun Sonu / Yönetmen: J.C. Chandor / ABD
Tiranazor / Yönetmen: Paddy Considine / İngiltere
Tehlikeli İlişki / Yönetmen: David Cronenberg / İngiltere-Almanya-İsviçre-Kanada
Bisikletli Çocuk / Yönetmen: Jean-Pierre Dardenne & Luc Dardenne / Belçika-Fransa-İtalya
Gökten Bir Uydu Düştü / Yönetmen: Julie Delpy / Fransa
Yaşam Savaşı / Yönetmen: Valérie Donzelli / Fransa
Hırsız Kedi Paris'te / Yönetmen: Jean-Loup Felicioli & Alain Gagnol / Fransa-Hollanda-İsviçre-Belçika
Jane Eyre / Yönetmen: Cary Fukunaga / İngiltere-ABD
Artist / Yönetmen: Michel Hazanavicius / Fransa
Ölüm Denizi / Yönetmen: Na Hong-Jin / Güney Kore
Gelecek / Yönetmen: Miranda July / Almanya-ABD
Acı Tatlı Tesadüfler / Yönetmen: Cédric Klapisch / Fransa
Snowtown / Yönetmen: Justin Kurzel / Avustralya
Peki Şimdi Nereye / Yönetmen: Nadine Labaki / Fransa-Lübnan
Uyuyan Güzel / Yönetmen: Julia Leigh / Avustralya
Dünyada Bir Gün / Yönetmen: Kevin Macdonald / İngiltere
Yeni Başlayanlar / Yönetmen: Mike Mills / ABD
Bu Bir Film Değil / Yönetmen: Jafar Panahi & Mojtaba Mirtahmasb / İran
Tatilde Katil / Yönetmen: Guillaume Nicloux / Fransa
Aşkın Formülü Yok / Yönetmen: Andreas Öhman / İsveç
Kevin Hakkında Konuşmalıyız / Yönetmen: Lynne Ramsay / İngiltere
Almanya'ya Hoşgeldiniz / Yönetmen: Yasemin Şamdereli / Almanya
Erkek Fatma / Yönetmen: Céline Sciamma / Fransa
Salgın / Yönetmen: Steven Soderbergh / ABD-Birleşik Arap Emirlikleri
Olmak İstediğim Yer / Yönetmen: Paolo Sorrentino / İtalya-Fransa
Şeytanın İkizi / Yönetmen: Lee Tamahori / Belçika
Ruh Eşim / Yönetmen: Jean-Marc Vallée / Kanada-Fransa
Senin İçin / Yönetmen: Gus Van Sant / ABD
Melankolia / Yönetmen: Lars von Trier / Danimarka
Elena / Yönetmen: Andrei Zvyagintsev / Rusya
Başka Bir Dünya / Yönetmen: Mike Cahill / ABD
Tost / Yönetmen: S.J. Clarkson / İngiltere
Martha Marcy May Marlene / Yönetmen: Sean Durkin / ABD
Af Günleri / Yönetmen: Everardo Gout / Meksika
Ada / Yönetmen: Kamen Kalev / Bulgaristan-İsveç
Umut Limanı / Yönetmen: Aki Kaurismäki / Finlandiya-Fransa-Almanya
Habemus Papa / Yönetmen: Nanni Moretti / İtalya
Inni / Yönetmen: Vincent Morisset / İzlanda-İngiltere-Kanada
Mutlu Bir gün / Yönetmen: Sam Levinson / ABD

BİLET FİYATLARI
Hafta içi 11.0013.30 ve 16.00 seansları (tek fiyat): 5,00 TLHafta içi 19.00 ve 21.30 seansları ile hafta sonu tüm seanslar: 14,00 TL tam8 TL indirimli (öğrenci ve 65 yaşını geçmiş sinemaseverler).
BİLET SATIŞIBiletler, 1 Ekim Cumartesi gününden 11.00'dan itibaren BİLETİX'te [BİLETİX satış noktaları, BİLETİX çağrı merkezi (0216 556 98 00) www.biletix.com] ve Beyoğlu, Atlas ve Nişantaşı City's sinemalarında (10.00-20.00 arasında) satılacaktır. Beyoğlu, Atlas ve Nişantaşı City's sinemalarından alınan biletlere hizmet bedeli eklenmez.

9 Eylül 2011 Cuma

Smurfs

Kardeşimle Şirinler filmine gidip de bu konu hakkında blog yazmazsam çok ayıp olurdu.  
Animasyon o kadar harikulade değildi. Hele çizgifilmdeki sesler sinemadakilere pek benzemeyince açıkçası hayal kırıklığına uğradık. Bu arada sinemadaki yaş ortalaması 6yken bizim gibi iki "dana" da Şirinler izlemeye gidince haliyle ebeveynlerden geri kalan azgın çocuklar biraz sinire dokundu. Işıklar tam kapatılmadı, çocuklar filme eşlik etti. "Azman geliyo kaaaaaaç!!" diye hönküreninden, "anneaaa ölcek miğğğğ" diye zırlayanına, her tür cırtlak velet sinemadaydı. 


Tabi bu arada bizim komünist Şirinler resmen kapitalist oldular. Amerika sokaklarında, New York'u talan ederken eridi zavallılar, zaten filmin sonuna doğru bi  I <3 NY yazılı donlar giymeleri falan. Güzeldi yine de.  Eğlendik sayılır ama içimiz de bayıldı. Muhtemelen çocuklar korkmasın diye pek çok detay değiştirilmiş mesela  "Şirin özü çıkartmak" aslında Gargamel'in Şirinler'in canını çıkararak yaptığı bişi ama kılla,tüyle,soğan sayesinde akan gözyaşıyla zararsızlaştırmışlar. Bu arada Şirine'cim, günahını aldık valla özür dileriz :) Ne menem olduğun çıktı ortaya :)

Neyse kısası, şayet kardeşiniz varsa gidin, ama yanınıza bol şeker,mısır falan alın başka türlü katlanılmıyo:) Çocukları hiç sevmiyor olmama rağmen filmin yanında onlara da güldüm aslında bazen sinirimi tepeme çıkaraalar da.



Hıı bu arada klişe olarak kendimize bi şirin seçmeye onunla kendimizi özdeşleştirmeye çalıştık. Kardeş tabi hemen Süslü'yü benimsedi ama Süslü film boyunca aynasıyla mıçmıç aşk yaşayınca da tiksindi Şirine'ye yöneldi. Sonra onun da sahte olduğunu,büyüden üretildiğini öğrendiğinda "yaa abla yaaa Şirin yok bana benzeyen" dedi.
Öhhh Şirin Baba'nın 99 erkek 1 kız çocuğu içinden ya da buradaki 150 şirinden kendine bişi bulamıyosan öhh ama :))


Bu soruyu ben sorsam (ki sordum) ikisi bi ağızdan "Sakar tabi kiğğğğ" diye bağırdılar. Evet sakarım. Yarabandım eksik olmaz. Islak mendil, yara bandı ve yanık kremi çantamda hep bulunan şeyler. Her an her yerimi yakabilirim çünkü. ve bi yerim yansa hiç paniklemem ne yapılması gerektiğini bildiği için:) Bi tarafımı kessem gıkım çıkmaz,unutur giderim.Öyle alıştım yani :) 

Neyse ben zaten sakarlığımla meşhurum ama aslında bir de Aşık Şirinim ben :) Hem de çok aşık :) Fotoğrafçı  Şirin var mıdır? Bence vardır. O'yum bi de. Bir de Uykucu Şirin'im, evet. Deli uyurum,her an, her yerde,çok rahat uykuya yenik düşebilirim :) Sonra en önemlisii Obur Şirin'im evet çok pis,gerçi sıcaklardan kapandı Allah'tan iştahım. Sonra Meraklı Şirin. Hem de fazlası zararlı olan cinsten Meraklı :)
Süslü Şirin, Kendine Hayran Şirin gibi davranmasa o da olabilirim aslında. Makyajsız çıkmam ağğbi modumdan ötürü ama o Süslü bize göre diil :)


Kısaca Aşık, Sakar, Fotoğrafçı, Uykucu, Obur ve Meraklı bi Şirin'im ben.  Peki siz? Hangisi / Hangilerisiniz? :)

Onlar,

Sigara paketlerinin üzerine caydırıcı resimler koyuyorlar.
-Neden Mcdonalds paketlerinin üzerine,açlık çeken çocuklarn resmini koymuyorlar?
-Neden içki şişelerinn üstüne
sarhoş sürücülerin resmini koymuyorlar?
-Neden kozmetik ürünlerine
nesli tükenen canlılarn resmini yapıştırmıyorlar?
-Neden vergi zarflarınn üstünde
bizim paramızla eğlenen hırsızların, hortumcularn fotoğrafları yok?
Biliyorum çoğunuz buna katılıyor,

Görmezden gelenlere de söylenecek bir şey yok zaten..

Büyümek


Büyümek Mario'da level atlamak gibi. Her levelde oyun biraz daha zorlaşıyor ve uçurumdan aşağı düşme riski fazlalaşıyor. Üstelik o dost görünümlü sevimli tospacıklar bile ya öldürüyo ya da boyunu kısaltıyo!

yeni bir baslangıç

öyleydi böyleydi derken eski tüm blogları kapatıp,pırıl pırılcık yepisyeni bi blog açtım kendime. Daha aktif,daha neşeli,daha dolu dolu yazasım geldi buna. Tüm bunalımlardan,sıkıntılardan arındırıp kendimi, yazmaya başladım. Hadi bakalım siftah yazısını yazdık Cuma saati Cuma saati. Devamı, neşeli ve keyifli gelsin inşallah :))

Sevgilerlee :)