27 Aralık 2015 Pazar

Tefal Actifry Lezzet Sepeti ile Kabak Mücveri denemesi

Tavsiye Kanalı sayesinde tanıştığım Tefal'in Actifry için yeni ürettiği atıştırmalık sepeti ile dün pratik rulo börek yapmıştım. Bu akşam ise canım kabaklı bir şeyler çekince aklıma atıştırmalık sepetinin tarifleri içinde kabak mücveri tarifi olduğu geldi. Pazar akşamı, yemek de yemiş olmama rağmen üşenmeyip kalktım kabak mücveri yaptım :)
Zaten o kadar çabuk ve kolay bir şekilde oldu ki şaşırdım. Hazırlamasıyla beraber yaklaşık 20 dakikada mücverlerimiz hazırdı. İçine tuz koymadığım için Demir oğlan da yiyebildi:)
Şimdi hızlıca tarife geçeyim. Önce malzeme listesi:

  • 3 orta boy rendelenmiş sakız kabak
  • Ortalama 100 gr beyaz peynir
  • Yarım demet nane 
  • 1 küçük demet dereotu
  • Birkaç dövülmüş sarımsak
  • 1 yumurta
  • 10 ActiFry kaşığı un
  • 1 ActiFry kaşığı zeytinyağı
  • Tuz (ben koymadım)
  • İsteğe göre lor peyniri
Yapılışı ise dediğim gibi oldukça basit. 
Aslında Tefal Fresh Ezpress Plus Çok İşlevli Doğrayıcı olsaydı daha bile kolay olurdu ;) 
Tüm malzemeyi karıştırıp yağladığımız atıştırmalık sepetine yaklaşık 3 cm kalınlığı geçmeyecek şekilde yuvarlaklar yapıp  koyuyoruz. Ortalama 12-15 dakika arasında mücverlerimiz hazır :)

Videosunu izlemek isterseniz instagram hesabıma beklerm ;) (melisvedemir)

Afiyet olsun :)

12 Aralık 2015 Cumartesi

Bebek konsept foto çekimi - ay fotoğrafı

Son zamanlarda, yani en azından ben anne olduktan sonra farkettim ki bebeklere her ay fotoğraf çekimi yapıyor anneler hatıra amaçlı ve öyle sıradan foto çekimleri artık demode olmuş. Farklılık ve konsept peşinde yaratıcı annelerin çekimlerinden birkaç  örnek paylaşayım ki size de fikir olsun :)












11 Aralık 2015 Cuma

Hayırlı cumalar

.
bugün anneciğimin doğum günü :)
Rabbim yokluğunu göstermesin canım annemin, kimsenin annesinin hatta. Allah annesiz bebek ve çocukların bahtını açık etsin inşallah.

3 Aralık 2015 Perşembe

Evde olmak


işte biraz böyle bi şey (ama bebeği unutmuşlar sanırım)
:
:)


2 Aralık 2015 Çarşamba

huzur..

Bir süredir yazmadım, yazamadım.. Buraya vakit ayıramadım.
Başka bir şeymiş annelik. Bu kadar yoğun, bu kadar içli dışlı, bu kadar aşk dolu ve hatta tüm güzel duyguların bir arada olabileceğini tahmin edememiştim.
Maşallah :)

23 Temmuz 2015 Perşembe

...

Böylesine güzel bir gökyüzünün altında, bu kadar kötü insan nasıl yaşayabiliyordu...

22 Temmuz 2015 Çarşamba

#Suruç


İnsanlar nasıl bu kadar acımasız olabiliyor..
Aklın alabildiği bir durum değil bu. Hele ki ölenlerin ardından söylenenler!..
Genecik, sevgi dolu insanlar ölmüş, annelerin yüreğine ateşler düşmüş. Ne kadar acı varsa hepsi bir anda yakıyor ortalığı.. Ama hala birileri utanmadan konuşuyor. 
Korkuyorum.
Oğlum için.
Yarınlar için..
Aldığım nefesten korkuyorum.
Suruç'ta ölenlere Allah'tan rahmet, acılı ailelerine ve özellikle annelerine sabır diliyorum...
Rabbim yardım et!

4 Temmuz 2015 Cumartesi

04.07.2015



Üç ayda hayatımı / hayatımızı tamamen değiştirdin..
Yediğimi, içtiğimi ya da uykularımı değil sadece bakış açımı, olayları duyumsayışımı, yaklaşımlarımı, sözlerimi, gözlerimin gördüğünü algılayışını hatta yediklerimden aldığım tadı bile... Her şeyi!..
Oğlum 
 Kokuna, sesine, dokunuşuna, varlığına bir saniye bile uzak kalmaya tahammülüm yok bebeğim.
Bu kadar bağımlılık iyi midir bilmem ama ikimiz de halimizden şikayetçi olmadığımıza göre sorun yok demektir☺️.
Sen her gün biraz daha adapte olurken, ben de seninle yeniden anlamlandırıyorum hayatı.
Elbet düşeceksin,
Yeri gelecek ağlayacaksın,
Kahkahalarla da güleceksin,
Bazen koşup bazen yürüyeceksin.
 Kim bilir neler görüp neler yaşayacaksın...
Ama aldığım her nefeste yanında olmaya çalışacağım, ömrüm yettikçe her düştüğünde seni kaldıracağım.
Kanarsa dizlerin, önce ben öpeceğim oğlum.
 Dilerim güzel ve bahtlı olur ömrün.

 Hayatımıza girdiğin 3. ayın kutlu olsun, birlikte nice nice uzun ve güzel ömrümüz olsun canım meleğim 

3 Temmuz 2015 Cuma

DEĞERLİ EŞYALARINIZ ELİNİZİN ALTINDA, EL BAGAJINIZDA OLSUN!

Kredi kartınızı, pasaport, ehliyet ve araç ruhsatı gibi her an ihtiyacınız olabilecek belgelerinizi; nakit paranız, değerli takılarınızı; uçuş sırasında ya da uçuşunuzun hemen ardından ihtiyacınız olabilecek ilaçlarınızı; bilgisayarınız ve cep telefonunuzu; sözleşmeler, tapu, diploma gibi önemli evrak ve belgelerinizi el bagajınızda taşıyın, aklınızı onlarda bırakmayın.

 

Bir boomads advertorial içeriğidir.

9 Mayıs 2015 Cumartesi

Annenize Hediye Almadan Önce Bu Yazıyı Okuyun

Yarın Anneler Günü. Herkes gibi ben de hediye telaşındayım. Ne alsam, nereden alsam?
Bu noktada "özel günler"de hediye almama meselesinin bambaşka bir yazının konusu olduğunu belirtmek gerek. Çünkü yarın için çoğu insan "kapitalizmin tuzaklarını" alt etmeyi değil, annesini mutlu etmeyi düşünüyor.
Etrafımdakilere soruyorum ne alacaklarını. Bir kadın arkadaşım "Fırın alacağım" diyor, annesinin böreklerinin çok güzel olduğunu hatırlatarak. Sana yemek yapsın diye annene fırın mı hediye edeceksin gerçekten, dediğimde hiç bu açıdan düşünmediğini söylüyor. Tek bir cümleyle ikna olmuş gibi gözüküyor ama sonunda gidip o fırını alıyor.
Başka bir arkadaşımla konuşuyorum. "Dün kızım aradı, Anneler Günü'nde nasıl bir hediye istediğimi sordu. Ben de tava takımlarının indirimde olduğunu söyledim. Bana çok kızdı. O anda kendime geldim. Tavadan hediye mi olur?" diye anlatıyor. Verili toplumsal cinsiyet rolleri bazen annelerin de, farkındalıkları ne kadar yüksek olursa olsun, hediye olarak ev eşyası istemesine neden olabiliyor.
Anneler Günü'ne özel kampanyalara şöyle bir göz attığımda bu açıdan düşünmenin pek de kolay olmadığını görüyorum. Çünkü bütün ev eşyaları, mutfak robotları, elektrik süpürgeleri "yüzde 50'ye varan indirimlerle"...
Peki Anneler Günü'nde annemize bize ne kadar güzel yemekler yaptığını, evi ne de güzel temizlediğini, "annelik görevlerini" ne kadar iyi yerine getirdiğini ve böyle devam etmesi gerektiğini mi hatırlatmalıyız?
"Annemizin temizlik çilesi bitsin" diye bilmemne marka elektrik süpürgesi mi yoksa "Annelerin en güzeline ütülerin en güzeli"ni mi almalıyız? Annemizin görevi ev işi yapmakmış gibi "Evin kalbi mutfakta, bizim kalbimiz annemizle atar" diyip işin içinden çıkabilir miyiz?
Tabi ki hayır. Annemizi sevindirmenin yolu toplumsal cinsiyet rollerini kendi elimizle pekiştirmekten geçmiyor.
Yarın hem annelerimize hem kendimize hem de babamıza hatırlatmamız gereken şeyler var. Örneğin çocukları olan kadınların da anne olmalarının yanısıra birer birey olduğu gibi. Çocuğun sadece kadının değil, erkeğin de olduğu, yani ev içindeki ve çocuklarına karşı sorumluluklarının aynı olduğu gibi. Annenin hayatının "ailesine hizmet etmekten" ibaret olmadığı gibi...
Eğer annenize ev eşyası almayı planlıyorsanız, sizi bu hediye planını Babalar Günü'ne ertelemeye, kadınları da bu alışkanlıklara başkaldırmaya çağırıyorum.
Yemek yapmak, ev temizlemek kadınların "görevi" değil. Erkekler de bunu gayet güzel yapabilir ve kimileri yapar. Ama babalara tava takımı ya da süpürge hediye edildiğini şimdiye kadar hiç duymadım.
Ortak kullanıma açık eşyalar almak için özel bir gün beklemeye gerek yok. Evdeki fırın bozulduysa yenisi alınır, bu anneye hediye değil, evin ortak ihtiyacıdır.
Anneler Günü'nde veya herhangi bir günde, annenize en güzel hediye onu ev işlerinden uzaklaştırmak olabilir.
O zaman yarın erkekler evlere ütü yapmaya, kadınlar da gecelere, sokaklara, meydanlara!


 (bu güzel yazı için: Çiçek TAHAOĞLU na teşekkürü bir borç bilirim. Umarım alıntı yapmamda sorun olmaz. Sevgilerle )

25 Nisan 2015 Cumartesi

Bahar Hastalık Mevsimi Olmasın

Geceleri kar ya da yağmur yağarken gündüz güneş açıyor, havalar bir ısınıp bir soğuyor. Hal böyle olunca kendisini halsiz, yorgun ve hasta hissedenlerin sayısı gün geçtikçe artıyor. Peki doğanın canlandığı bu dönemde biz neden hastalanıyoruz, sağlıklı kalmak için neler yapabiliriz? Memorial Ataşehir Hastanesi Dahiliye Bölümü’nden Prof. Dr. Birsel Kavaklı, bahar aylarında hastalıklardan korunmanın yolları hakkında bilgi verdi.

Mevsim geçiş dönemlerinde sürekli değişen hava şartları, insan sağlığı ve günlük hayat temposunu etkiler. Bahar ayları havadaki pozitif ve negatif yüklü iyonların artması da insan biyoritminde olumlu ya da olumsuz etkilere neden olur. Pozitif iyonlar insanı daha zinde hissettirirken; negatif iyonların artması insanın kendini daha halsiz hissetmesinde ve yorgunluk belirtilerinin ortaya çıkmasında etkili olur. Bu dönemde vücudun daha aktif olmasını sağlayacak hormonlar salgılanmasına karşın; kişide vitamin eksikliği ve beslenme bozukluğu varsa, vücut buna uyum gösteremez ve yorgunluk hissi artar.

Bahar ile gelen şikayetleri önemseyin
İlkbaharda canlanan doğayla birlikte ısınan hava ve diğer bazı durumların bir kısım insanlara neşe verip heyecanlandırırken, daha aktif ve enerjik olmalarını sağladığı, bazı insanlarda da "bahar yorgunluğu" denilen duruma sebep olduğu bilinmektedir. "Havaların ısınmasıyla birlikte birçok kişide halsizlik, isteksizlik, eklem ağrıları, uyku isteği, yorgunluk gibi. şikayetler görülmektedir. Ayrıca bu aylarda neşeli ve enerjik olunmasının temel nedenlerinden biri de yine hormonlardır. Bazı hormonlar karanlık ortamlarda daha fazla salgılanırken, bazı hormonlar ise insan metabolizması gereği güneş ışığı gördüğünde daha fazla salgılanır. Yazın güneşin fazla görüldüğü dönemlerde ise depresyondan çıkışı kolaylaştıracak, daha neşeli hale getirecek hormonlar salgılanmaktadır. Ancak kişinin ruhsal yapısı bu durumdan ne kadar etkileneceğinde belirleyicidir. Örneğin; eğer kişi depresif bir yapıya sahipse, herkesin neşelendiği bir ortamda kendini daha depresif hissedebilir.

Enerjinizi doğru kullanın
Yorgunlukla baş etmek istiyorsanız öncelikle enerjinizi doğru kullanmayı öğrenin. Çalışma ve dinlenme periyotlarınızı doğru ayarlayın. Kısa ve sık dinlenme aralıkları vererek yorgunluğun ortaya çıkmasını önleyebilirsiniz. Çalışırken vücut mekaniklerini doğru kullanarak kas ağrılarını engelleyebiliriz. Çalışma ortamının iyi havalandığından emin olmalısınız. Çok sıcak veya çok soğuk ortamlar vücudumuzda ekstra bir stres yaratır. Vücudun çok hafif düzeyde susuz kalması dahi metabolizmayı yavaşlatır. Bu nedenle günde en az 8-10 bardak su içilmesi ve kahve ile çayın mümkün olduğunca az tüketilmesi gerekir.

B vitamini ile taze meyve sebzelerin gücünden faydalanın
Bu dönemin aşılmasında, B vitaminleri ve antioksidan vitaminler yönünden zengin sebze ve meyveler yardımcı olmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü, günde 5 porsiyon sebze veya meyve tüketilmesini önermektedir. Düzenli uyku, yeterli ve dengeli beslenme bağışıklık sisteminin güçlü olması için gereklidir. Bunun için de çiğ veya pişmiş olarak bol sebze ve meyve tüketilmesi (sebze yemekleri, salatalar, taze sıkılmış meyve suları) önemlidir. Özellikle antioksidan vitaminler olan A ve C vitamininden zengin sebze ve meyvelerin tüketilmesi, metabolizmamızın güçlenerek hastalıklara karşı direncin artırılması için gereklidir.

Egzersiz sizi yormaz aksine zindelik verir
Her gün düzenli olarak yapılan 30 dakikalık bir yürüyüş, vücut ağırlığının dengelenmesine, kemik sağlığının korunması ve geliştirilmesine yardımcı olmaktadır. Düzenli egzersiz ile metabolizma hızlanır ve dinlenmiş duruma göre daha fazla enerji oluşumu sağlanır. Kalp damar sisteminin ve solunumun düzenlenmesini, dokulara yeterli düzeyle oksijen taşınmasını sağlar. Özellikle aerobik tipte olan yürüyüş, koşu, bisiklet, yüzme, dans gibi egzersizler tercih edilmelidir.

Bahar yorgunluğu deyip geçiştirmeyin
Yorgunluk, vücudumuzun fiziksel çalışmaya, psikolojik strese, uykusuzluğa verdiği fizyolojik bir cevap olarak tanımlanır. Yorgunluk fizyolojik bir cevap olabildiği gibi bazı hastalıkların ön belirtisi olarak da ortaya çıkabilir. Bu nedenle yorgunluk uzun sürdüğünde mutlaka altta yatan nedenlerin araştırılması gerekir. Kansızlık, enfeksiyonlar, bağışıklık sistemi hastalıkları, tümörler, yeme bozuklukları, tiroit hastalıkları, kronik yorgunluk sendromu, uyku bozuklukları, stres, depresyon gibi sebepler yorgunluk için araştırılması gereken sorunlar arasında gelir. Yorgunluk uzar ve kişinin gündelik işlevlerini bozacak hale gelirse ya da okul veya işyerindeki performansı engelleyecek boyuta ulaşırsa bu durumu bahar yorgunluğu diye geçiştirmemek gerekir. Elbette bu durumun ortaya çıkmasında mevsimlerin, ışığın, ısının rolü vardır; ancak bahar yorgunluğu diye geçiştirildiği takdirde tedavisi gecikebilecek bazı psikiyatrik durumlar da söz konusu olabilir. Sadece psikiyatrik değil, hem bedensel hem ruhsal belirtilerle giden başka durumları da unutmamak gereklidir. Uzun süren yorgunluklarda, depresyon, kaygı bozuklukları, demans ( bunama), eşzamanlı alkol ve/veya madde kullanımı, birincil uyku bozuklukları, yeme bozuklukları, hatta şizofreninin bile tanılar arasında düşünülüp araştırılması gerekir.

3 Nisan 2015 Cuma

ilk paniğimizi yaşadık :)



Gece 3 gibi uyandım. Elim göbeğimde. Tık yok..
Sonra tekrar uyudum, sabah gün ağarmadan tekrar açtım gözümü. Yok.
Uyuyor herhalde. 
Kahvaltı yaparken kesin uyanır, tepikler dedim. I ıh. Yok.
Babayı korkutmadan işe yolladık. Sonra hemen nutella kavanozunu aldım.elime, kaşık kaşık yedim.
O kadar yiyiynce midem de bulanmadı değil hani ama olsun.. Önemli olan onu hissedebilmek.
Sola yattım. Yok. 
En sevdiği müzikleri açtım. Yok..
Ben de bir panik hali başladı haliyle.
En sonunda internette okuduklarımı da son demine dek denedikten sonra aradım eşimi.
Duşa girdim, çıktım, hala hareket yok.
İnsanın aklına böyle anlarda ne tür saçmalıkların gelebileceğini gayet iyi öğrenerek ağlaya ağlaya hastaneye koştuk.
O anlar ömrümden kaç yıl götürdü bilmiyorum ama... Kalp atışını ilk duyduğumda bile bu kadar ağlamamıştım!..

Oğlum...

Seni hissedebilmek için yapmadığım zibidilik, yemediğim tatlı,şeker kalmadı. Sevdiğin müzikleri de dinlettim sana. Daha olmadı internette ne bulduysam uyguladım..
En sonunda babanla koşa koşa hastaneye geldik de çok şükür duydum o minnak kalp ritmini.
Sana şu an çok kızgınım oğlum. Beni, bizi bunca paniklettiğin, korkuttuğun için. Ama bir o kadar da çok seviyorum.  Zaten insan sevdiğine kızmaz mı en çok? 
İyi ol tamam mı? 
Sağlıkla gel, korkutma bizi bi daha.
Seni çok seviyoruz. 

-30.03.2015-

1 Nisan 2015 Çarşamba

1 Nisan!


Cılkını çıkarmayın olur  mu? :))

Keyifli günler 

30 Mart 2015 Pazartesi

Yaşamın ilk saati


Yenidoğan bebeğin ilk 70 dakikadaki davranışları nasıl olur?
0-Dakika:Bebekler kuvvetli bir şekilde ağlıyor;bu ağlama ciğerlerin uyanmasına da yardımcı oluyor…

2-Dakika:Ağlamanın ardından 1 dakikalık bir dinlenme fazına geçiyorlar.Araştırmacılar bu sessizlik fazının bebekleri olası tehlikelerden korumaya hizmet ettiğini düşünüyor.
2.5-Dakika:Bebek ilk defa gözlerini açıyor.Yavaş yavaş kafasını ve ağzını hareket ettirmeye başlıyor.
8-Dakika:Bebekler hareketleniyor,gözleri 5 dakikadan uzun süredir açık.Bu süreçte bebek annesinin yüzüne ve memelerine bakıyor. Minik minik acıkma sesleri çıkarmaya başlıyorlar ve ellerini ağza götürüyorlar.
18-Dakika:İkinci bir dinlenme ve sessizlik fazı.
36-Dakika:Dinlenmiş yenidoğan bebek annenin memelerine doğru hareket etmeye başlıyor;memelerden gelen süt kokusu yönünü belirlemesine yardımcı oluyor.
62-Dakika:Bebek memeye ulaşmış ve pek kıymetli kolostrum (ilk sütten) içmeye başlamış oluyor…Kolostrumun içinde proteinler ve bağışıklık sistemi geliştiriciler var.Bu ilk emmeyle beraber annenin rahmi de kasılmaya ve toparlanmaya başlıyor…
70-Dakika:Bebek güzel bir öğünden sonra uykuya geçiyor…
Temasın önemi
Elbette bu süreler bebekten bebeğe farklılıklar gösterebiliyor.Yapılan çalışmada yalnızca 28 yenidoğan bebek incelenmiş.Bu kadar küçük bir grup da olsa yeni doğmuş bebeklerin bölünmeden,müdahale edilmeden,yıkanmadan,ölçülmeden direkt annenin kucağına bırakmanın yarattığı farkı görmede önemli bir bilgi sağlıyor…
Başka bir çalışmada ise yeni doğmuş bebeğin annesinin kucağına bırakılması durumunda çenesinin annenin bedenine değmesine imkân verildiğinde emme konusunda bu fırsata sahip olmayan bebeklerden daha başarılı oldukları belirtilmiş.Emzirmeyi teşvik etmek isteyen,bebek dostu denilen kurumların ve sağlık profesyonellerinin üzerinde düşünmesi için güzel bir done veriyor… Aynı zamanda bir insan yavrusunu dünyaya buyur ettiğimiz şeklin ve arkasından gelen kıymetli,hassas anların önemini de vurguluyor…

27 Mart 2015 Cuma

Bebek hazırlığı - alışverişler

Merhabaa :)

Bu yazıyı yazmamdaki amaç şimdiye dek edindiğim bilgi ve tecrübeleri biraz da olsa sizlerle paylaşmak. İnsan bebeklerle ilgili konularda neden bu kadar tavsiye vermeye meraklı bilmiyorum. Ama kesinlikle memnun kaldığım bir şey varsa hemen paylaşmak istiyorum. Çünkü her şeyi saatlerce hatta belki de günlerce araştırmaktan yorgun düşer hale geldim. Söz konusu hayata gelecek minicik bir can olunca insan titizlenmeden edemiyor ne de olsa.
En iyisi burada paylaşayım da içim iyice rahatlasın dedim ve yaptım bir liste :))

Hamile kaldığımı öğrendiğimde ne yapacağımı bilmiyordum. Alışverişti hazırlıktı nereden başlasam şaşırdım. Hem korkuyordum hem de sabırsızlanıyordum. Cinsiyetini kesinleştirene dek neler çektim :P

Aslında o süreç ile alakalı da anlatılacak çok şey var ama belki başka yazıya. Ama bebeğim için ilk aldığım şey -  babaannemize haber vermek üzere aldığım krem rengi yünü saymazsak - battaniyeydi.
Ki onu da hislerimle değil, kalbimden geçenle pembeli aldığım için anı olarak kalacak sadece :)

Neyse benim alışveriş tavsiyelerime geçeyim;

Hastane çıkış seti: Ben almadım :) Annem ve kayınvalidem almış. Biri Aziz Bebe marka, diğeri Bebitof marka. Ama ikisinin kumaşını, yapısını ve dokusunu çok sevdim ben. Dilerim sağlıkla kullanırız. Size tavsiyem, en az iki set almanız ve birini muhakkak 10'lu takım almanız. 

Body : Mothercare markasının organik pamuk oluşu bizi cezbetse de yaşadığım yerde Mothercare olmadığından çoğunlukla Bebitof, H&M (organik olanlardan) ve Aziz Bebe'den seçtik. Ama annem her gördüğü Mothercare'dan poşet poşet aldığı için sağolsun, yine bize alma gereği bırakmadı pek:)

Tulum : Çeşit çeşit farklı markalarda tulumlar alabilirsiniz. Kullanımı rahat mı pratik mi bilmiyorum henüz elbette ama çıtçıtlı olması ve boynunu rahatsız etmemesi önemli, ona eminim.
 Yine Mothercare'in tulumlarını önerebilirim. Zira ben bayıldımm.

Çorap : Yumuşak çoraplardan tercih edilmeli bence ve lastiğinin düzgün olması önemli. Mevsimine göre külotlu çoraplar da olabilir. Biz ne olur olmaz diye birkaç tane farklı kalınlıklarda aldık.

Yelek&Hırka :  Babaannesi bu konuda sağolsun seri üretime geçti denebilir. Renk renk, model model ördü :) Ama bunun haricinde penye yelekler ve hırkalar da çok lazım oluyor dendi bana. Ben tecrübelilerin lafları üzerine yine boyun kısımlarına. fermuarlarına dikkat ederek aldım birkaç tane.

Pijama : Pijama takımı en önemlilerden bence. Hem alt- üst ayrı da kullanılabilir hem de takım olarak çok güzel durur bence. Tulumları da pijama olarak kullanabilirsiniz tabi.

Şapka&Eldiven : Okuduklarım üzerine takımlardan çıkan eldivenler haricinde eldiven almadım, aldırmadım. Bebeğin  teması, eliyle keşfetmesi önemliymiş çünkü. Ama yine de ilk etapta, o minnak tırnakları kesme çesareti gösterene dek bir iki tane lazım olacak gibi.
Mevsime göre şapka gerekli diyorlar. Çünkü o küçük-koca kafalar üşüyormuş Bunun haricinde ben sırf sevimlilik olsun diye de şapkalar aldım :)

Uyku Tulumu : Anneannesi almış bir tane. Lazım olur mu bilmem ama sanırım mevsimi uygunsa kollarını açamayacağı ve etek kısmı bol olan bir tane muhakkak olmalı gibi. 

Mama Önlüğü : Lazım mı bilmem ama almadım, setlerden çıktı zaten. Mama önlüğünden ziyade fular önlükler daha karizmatik duruyor bence :)

Mont-Yağmurluk : Biraz erken gibi sanki ama anneanne aşka gelip almış :) Hap kadar çocuk yağmurluk, mont giyse ne olur, giymese ne olur o da ayrı bir konu :)

Battaniye : Bol bol al dediler, aldık bakalım. Daha da alasım var aslında zira ben çok severim böyle renkli renkli battaniyeleri. Penye incelerden çok lazım oluyormuş. Kalınlar da dışarı çıkartırken şartmış. Bakalım deneyip göreceğiz :)

Patikler Örgü patiklerden bir sürü oldu. Zira babaannesi ördüğü hırka ve yeleklerine uyumlu takımlar yaptı sağolsun :) Bir de penye patikler var, şekil şekil, renk renk. Sırf cool ve tarz bi veler olsun diye heves edip birkaç tane aldık :) Ah bir de küçük 'aslan'ımıza yenidoğan Galatasaray'lı patik ve ilk adım ayakkabısı da almayı ihmal etmedik elbette :)

Anne Çantası : Almadım. Defalarca baktım, inernette kullanıcı araştırmaları yaptım ama baktıklarımı beğenmedim. Valiz gibi devasa hepsi ya da cicili,bicili,ayılı falan. Bübchen marka set hediye gelmişti. İçinde siyah renkte valiz tarzında bebek bakım çantası var, ilk etap için onu kullanmayı düşünüyorum. Sonra zaman içinde ihtiyacımı belirleyip daha kullanışlı bir çanta almayı düşünüyorum ama şimdilik hiçbir çantayı beğenmedim.

Hazır bez ve ıslak mendiller: Prima Premium Care 1 numaradan bir paket, 2 numaradan da iki paket aldık şimdilik. Yeter gibi ama belli de olmaz. Zaman içinde ihtiyaçlarımıza göre almayı düşünüyoruz.
Islak mendil için de Uni Baby Yenidoğan Islak pamuk mendil aldık birkaç yüz paket: P
Baby&Me Islak pamuk mendil de aldık. Bir de yine Uni Baby'nin Sensitive Islak havlu sunu aldık. Ne olur ne olmaz diye de birkaç paket bebek pamuğumuz var. Bakalım hangisinden ne kadar memnun kalacağız, zaman gösterecek.

Ateşölçer : Temassız Baby&Me ateş ölçer aldık. Kendimizde denedik, memnun kaldık. Vücut ısısı haricinde yüzeyleri ve suyu da ölçebiliyor. 

Alt Değiştirme  Örtüleri: Uni Baby ve Baby&Me marka bebek bakım örtüsü aldık birkaç paket.  Baby&Me 'nin pofuduk örtülerini seçtim çünkü diğerleri çok ince geldi elime. 

Bebek bakım seti : Babyshower partisi yaptığımızda Bübchen marka set hediye geldi. İçinde şampuanı, pişik kremi, sütü, sabunu, süngeri var. Tabi bir de çantası. 

Emzirme minderi : Henüz almadım, almak lazım dediler, aklımda ama renklerini beğenemiyorum :) Niye her şeyi cicli, ayılı mayılı yaparlar ki? Düz renk olmuyor mu şunlar Allah aşkına!

Edit: en sonunda mycey in mavi filli yastığını beğendim. Kılıfının kolayca çıkarılıp yıkaanabiliyor olması da artı bonus elbette. Elim ayağım oldu resmen. Doğum sonrası bel ağrılarıma da iyi geldi :)


Bebek Telsizi: Bunu da almadık çünkü eşimin iş arkadaşı almış ama henüz yolu bizim yaşadığımız şehre düşmediğinden getirmedi. Getirmezse de görüntülü bir telsiz almayı düşünüyoruz.
Edit: getirmedi :) herkes weewell tavsiye ettiği için aldık, görüntülü değil ama en ufak sesleri bile 3 katlı evde rahatlıkla iletiyor. 

Pompa : İhtiyaç olur mu bilmediğimizden almadık ama acil bir durum olursa Philips Avent veya Lansinoh marka almaya karar verdik.

Edit: oğlum doğduğunda küvöze alındığından apar topar avent aldık :( Allah muhtaç etmesin elbette ama her doğum yapacak annenin yanında ne olur ne olmaz bi pompa bulunmalı. Hem ilk sütü rahatça getiriyor hem de göğüsleri rahatlatıyor. 

Çamaşır Deterjanı : Ben ilk başlarda Hacı Şakir'in granül matik sabun tozunu kullanmıştım. Şimdi Dalan Roxy Matik aldım. Kokusu çok hoşuma gitti.
Edit: atopik dermatit bebeğe organik kokusuz ve renksiz sıvı deterjan aldık mecburen. Çift durulama bile yapsam granüllerin giysilerden arınması çok zormuş maalesef :(

Temizlik Ürünleri : Beşiğini ve pusetini kaynar su ve sirke & karbonat ile sildim ama dolabını ve yatacağı odayı Moms Green Organik Lavantalı Çok Amaçlı Temizleyici ile temizliyorum. Biberon ve emzikleri de önce Mom's Green Organik Portakallı Biberon Temizleyici ile yıkadıktan sonra kaynar suda beklettim.

Kanguru : Görmeden, denemeden almayalım dedik. Almak için bebeğin doğmasını bekliyoruz hayırlısıyla :)
Ediy: 9 kanguru denedim! En sonunda Boba 4g ile tanıştım. Demir Adam 40 günlükken kullanmaya başladık Boba'yı 21 aylıkken bıraktık :) elimiz ayağımız oldu resmen! Boba candır, gerisi heyecandır ;)

Mama Sandalyesi : Almadık ama araştırdık. 
Edit:  Chicco Polly Magic hediye geldi, bir ay kullanamadık. Hantal, yer kaplıyor ve çok teferruatlı. İkea aldık gidip. Oh be! :)

Bebek Odası: Bizimkinin odası şu an yok. Eylül, ekim gibi tamamlancak çünkü ilk etapta onu yanımdan ayırmayı düşünmüyorum. Odasında büyüyebilir yatağı, şifoniyeri, dolabı, bir emzirme için rahat koltuk, kirli sepeti ve oyuncak sepeti olacak inşallah şimdilik.

Şampuan, losyon, sabun, pişik kremi, yağ: Setin içinden çıkan Bübchen marka haricinde Chicco marka da aldık. Herhangi bir alerji durumunda ise Mustela markaya yönelmeyi düşünüyoruz.

Biberon,emzik,stelizatör,emzik tutucu: Dr.Brown's doğal akış biberonlar aldık. Avent ve Nuk yenidoğan silikon emzik ve Chicco yenidoğan kauçuk emzik tercih  ettik. Stelizatör almadık çünkü kaynatarak da steril edebiliriz bence. Emzik tutucu aldık ama emzikler kutulu çıktığı için paketini bile açmadık.

Bebek arabası : En uzun süre araştırdığımız şey bu oldu. Bizim tercihimiz Wollex New York Brooklyn oldu. Onca marka- model denedik, baktık ama buna resmen aşık oldum ben. İnşallah sağlıkla kullanırız:)
Edit: travel set denen şey sadece para tuzağı. Baston puset oh mis pratik. Sıpa 6-7 aylıkken kriz geldi koca arabadan. Evet aşırı konforlu. Özellikle bozuk zeminde kullanması vesaire çok zevkli ama indir kaldır taşı kur yoruldumyahu.  Ebebekten joie baston aldık. İkinci olursa :P ona oto puseti takarız. Wollex depoda kalsın, ağır, hantal ve kocaman bi bebek arabası benim gibi pratik seeven biri için hiç kolay değildi. 

Ev Tipi Ana Kucağı : Tiny Love 3ü 1arada ana kucağı aldık. Deneyip göreceğiz bakalım:)

Oto Koltuğu: Bebek arabamızla birlikte aldığımız oto koltuğu da Wollex New York Brooklyn marka. 

Bebek küveti, kova, maşrapa, file, sünger, banyo havlusu, banyo termometresi : Küveti alırken geniş olmasına önem verdik. Katlanabilirler de vardı ama bana saçma geldi. Küvet kullanma zamanımız bitince ya ihtiyacı olan birine veririz ya da atarız, onu mu saklayacağım allasen:)
Kovasını da 20 litre aldık, fazla fazla olsun diye.

Oyun halısı: Almadık, zamanla içimize sinen ve tecrübe edilmiş bir model bulursak alacağız.

Sıcak su torbası: Küçük boy bir tane bulunduruyoruz. İnşallah gazlı olmaz da ihtiyaç duymayız.

Burun aspiratörü: Otribebe nin nazal burun aspiratörünü aldık tavsiye üzerine. 

Hava nemlendirici: Bebeğin bulunduğu ortamdaki nem oranını istenilen aralıkta tutabilmek ve burnunun kuruyup rahatsız olmasını önlemek için önerebileceğim bir ürün. Ben bu ürün için de başlarda çok önyargılı davrandım. Ne gerek var para vermeye, eski usül kaloriferin üstüne bir tas su koyar havayı nemlendiririm diyordum. Fakat nem ölçerin göstergesinde yeterli artışı görmedim ve bir hastalık dönemimde bu makinaya çok ihtiyaç duydum.  Kullanmaya başladıktan sonra nem oranındaki farkıve bendeki iyileşmeyi gördüm.Wollex in hava nemlendiricisini aldık. Aldığımızdan beri kullanıyoruz, gayet memnunum valla.

Isı ve nem ölçer: Weewell’in o da sıcaklığı ve nemini gösteren, ayrıca saat özelliği de olan bir ürününü tercih ettim, ve çok memnun kaldım. Işıklı saat özelliği de mevcut. Elimden gelse her odaya alacağım bir tane :)

Işıklı ve Hareketli Dönence: Almadık, aklımızda.

IsıtıcıBebeği yıkarken önce banyoyu, sonra da giydirirken odayı hızla ısıtmak için gerekli olabilir diye seramik fanlı bir ısıtıcı aldık. 

Diğerleri: 
Mendiller,  ince tülbentler, bebeğinizi taşırken yüzü kıyafetlerinize değmemesi için havlu bezler, tırnak makası, kulak çubuğu, biberon temizleyici fırça, silikon mama kaşığı, emzirme örtüsü, göğüs ucu kremi, göğüs kalkanı (Avent kesinlikle!), 



Şimdilik bu kadar sanırım. Aklıma geldikçe yazar veya düzenlerim.
Sevgiler :)

:)


26 Mart 2015 Perşembe

Annelik...





 
Annen ve sen . 
O, dokuz ay boyunca seni karnında işte bu şekilde taşıdı. 
Mide bulantısı çekti ve sürekli kendini hasta hissetti. Ayakları şişti, vücudu ödem yaptı, derisi gerildi. Sen karnındayken en basit işlere bile nefesi yetmez haldeydi.. 
Çünkü nefesini seninle paylaşıyordu.. 

Mesela merdiven çıkmak için çok çaba sarf etti.
Ayakkabılarını bağlamak gibi basit bir iş için bile çabalamak zorundaydı. Sen onu tekmelerken ve içinde kıvrılırken, O çok geceyi uykusuz ve ağrılı geçirdi. 
Doğumun ise tarifi imkansız bir acı çekmesine yol açtı. Sana sahip olmaktan başka hiç bir amaç için bu acıya değmezdi. O senin dadın, hizmetçin, hamalın, öğretmenin, şoförün, aşçın, temizlikçin, hastabakıcın, en büyük hayranın, en sadık dostun, en yakın arkadaşın... 

Seni hissettiği andan beri sadece senin için yaşadı ve kendini ikinci plana attı. 
Sen yedikçe doydu, sen uyudukça dinlendi... Senin için savaştı, savaşıyor, ve hep savaşacak.. Senin için umut etti, sana dair hayaller kurdu, senin adına üzüldü, sevindi, kızdı... ve bunların hepsini karşılıksız yaptı. Çevrende annesini kaybetmiş, hatta hiç görememiş insanlar var. Bu bir gün senin de başına gelecek, olmasa keşke ama yaşanacak.. O'na teşekkür etmek için yeterli zamanı bulamayabilirsin. 

Lütfen her fırsatta O'na kendini değerli hissettir, bunu hala yapabildiğin için de kendini şanslı hisset...

24 Mart 2015 Salı

Bebek hastane çantası listesi

Merhaba :)
Yavaş yavaş bebek hazırlıklarımı paylaşacağımdan bahsetmiştim.
Sanırım hemen her anne adayının aklını karıştıran sorunlardan biridir hastane çantası hazırlamak.
Ben de o yüzden önce bununla başlamak istedim paylaşımlarıma. Her ne kadar henüz (çok şükür) hastaneye gitmesek ve çanta hazırlığımızı denemesek de detaylı bir araştırma sonucunda yeterli şeyleri hazırladığımı düşünerek sizlerle bu paylaşımı yapmak istedim.



.BEBEK İÇİN:
Hastane çıkışı takımı (2 adet- Pamuklu, şapka ve eldivenler dahil, ici kisa en uste uzun kollu. )
Tülbent bezler.
Yenidoğan bezi (15 adet)
İslak pamuk mendil.
İslak mendil
Pisik kremi
Battaniye
Oto Koltuğu veya port bebe


ANNE İÇİN:
1 pijama ve 1 Gecelik (onden düğmeli, pamuklu kumaştan)
Sabahlik
Emzirme sütyeni
Bolca iç çamaşırı
Göğüs pedi
Hasta pedi
Hijyenik ped (1 paket- gece boyu)
lohusa taci (olmazsa olmaz:) )
Birkaç çorap
Terlik
Tarak ve tokalar
Makyaj malzemeleri
Diş macunu&fırçası
Kağıt rulo havlu
Havlu
Hastane çıkışında giymek için rahat bir kıyafet

REFAKATÇİ İÇİN:
Pijama
İç çamaşırı
Yedek kıyafet
Diş fırçası
+

Kimlik
Dezenfektan sıvı
Yedek poset (kirliler icin vs)
Kolonya
Fotoğraf makinesi
Şarj aletleri

10 Mart 2015 Salı

Miniğim...




Cuma gününün uğuruna ve hayrına inandığım için, cuma günü düzenledim minik fokurtumun dolabını :)
Rabbim sağlıkla, keyifle kullanmayı nasip etsin,
Dileyen herkese de bu duyguyu tattırsın inşallah!

Son birkaç aydır çektiğim veya paylaştığım fotoğraflara, aldığım ekran görüntülerine ve notlara bakıyorum da daha doğmadan hayatımın odak noktası haline gelmiş.
Hiç aklımda yokken, her kıpırdanışında tek şükürüm haline gelmiş.
Uyuyamadığım zamanlarda sinirlenmek yerine teşekkür eder oldum Rabbime bana böyle minnak bir mucizeyi tattırdığı için.
Birkaç aydır ben, ben değilim..
Bir başkasına dönüşmeye başladım.
Anne oluyorum inşallah şaka maka!! :))
Aile oluyoruz gerçek anlamda..
Allah hayırlısıyla ve sağlıkla kucağımıza almayı, büyüdüğünü görebilmeyi ve onu 'insan' gibi yetiştirebilmemizi nasip etsin inşallah!
Aminn

!!

9 Mart 2015 Pazartesi

Kitap kurtları olduk biz :)

Yaşadığım şehirde kitap okumayı seven birkaç arkadaş, instagramda kitapagaci grubu sayesinde tanışmış ve birkaç kez biraraya gelmiştik.
Sona zamanla yaşanan bazı sorunlardan ötürü o gruptan ayrılmaya ve daha bağımsız olmaya karar verdik.
Grubumuzdaki bir arkadaşımızın uydurmasıyla "kitap kurtları" olduk :)
Bu hafta sonu cumartesi günü de kahvaltı etkinliğinde buluşup kitaplaşma günümüzü yaptık :)

Biraz da fotoğraf :

Bunlar hediyelerimiz :)
Sevgili Emel baykuş, Gönül kafes, Yasemin ise boyunluk örüp hediye etti sağ olsun.
Sevgili Elif'in annesi de bebişimiz için patik örmüş.


Fotoğrafları çeviremiyorum >:[

Kitaplaşma gününde sıra Gönül ve Emel'deydi. Kavuştular  kitaplarına :)




Ve güzel arkadaşlarım :)

Şimdilik bu kadar!
Sevgiyle :)

8 Mart 2015 Pazar

Kadınlar günü! Kutlu olsun !

Bir kadın, çocuktur aslında.. 
Çocuk gibi davranmayı sever. 
Erkeğin kendisine bir çocuğa gösterdiği şefkati göstermesini de 
ister. 
Bir çocuğu okşar gibi incitmekten korkarak okşamalıdır erkek 
kadını Ama her kadın çocukça da olsa dinlenilmesini, dikkate alınmasını 
ister. 
Yani bir kadının çocukluk yapmasına izin vereceksiniz, 
ama asla onu bir çocuk olarak görmeyeceksiniz. 

Bir kadın, güçlüdür aslında. 
Hatta erkeklerden çok daha güçlüdür. 
Ama bu gücünü her zaman ortaya koymasını sevmez. 
İster ki erkeğin gücü kendisine huzur versin. 
Kendi kendine yapabileceği şeyleri bile erkeğin yapmasını bekler. 
Böylece hem daha kadın 
olduğunu hissedecektir hem de erkeğinin ne 
kadar güçlü olduğunu görecektir. 
Ancak kadın gücünü göstermek istediğinde onu engelleyemezsiniz. 
Yapmak istediği bir şey varsa mutlaka yapar. 

Bir kadın, sevgilidir aslında. 
İçinde her zaman sevgiyi taşır. 
Sevdiklerinden kolay kolay ayrılamaz. Sevdiklerini kolay kolay 
kıramaz. 
Zor sever ama tam sever. 
Bir kadının tam anlamıyla sevebilmesi için yüreğinin kabul 
ettiğini beyninin de kabul etmesi gerekir. 
Ve sevmezse de onu asla sevmeye zorlayamazsınız 
Belki kolayca yüreğine girebilirsiniz. 
Ancak beyninde yer etmemişseniz her an terk edilebilirsiniz.  
Sevmediği halde terk etmeyen kadınlar da var elbette. 
Bunun nedeni ise engelleyemedikleri "acımak" duygusudur.

Bir kadın, yalnızdır aslında. 
Hiçbir zaman kadını 
bütünüyle elde edemezsiniz. 
Kendisine ait bir dünyası vardır ve orada hep yalnızdır 
O dünyaya kimsenin girmesine izin vermez. 
Hiçbir anahtar o dünyanın kapısını açamaz. 
Yalnızlık onun sığınağıdır 
O sığınağa ne zaman gireceğine, ne kadar kalacağına hep kendisi 
karar verir. 
Sığınaktayken oradan çıkmaya zorlarsanız onu sonsuza dek 
kaybedebilirsiniz. 

Bir kadın, bilgindir aslında. 
Neler yapabileceğini erkek akli hayal bile edemez. 
Yaratıcılığının sınırı yoktur 
Ama bunu ortaya çıkartmak için hayatinin erkeğini bekler. 
Hoyratça harcamaz yaratıcılığını sadece erkeğine saklar. 
Bir kadının gerçek erkeği olmayı başarabilmişseniz çok 
şanslısınız demektir. 
Çünkü yaşamınız asla sıradan olmayacaktır. 

Bir kadın, hayattır aslında. 
Çünkü hayatin içinde olan her şey 
ancak kadınlar olduğunda anlam 
kazanıyor. 
Yemek yemek, su içmek bile. 
Bir kadının elinden içtiğiniz suyla kendi kendinize bardağı 
doldurup içtiğiniz su arasındaki lezzet farkını anlayabiliyor musunuz? 

Anlıyorsanız ne mutlu size.
 Anlamıyorsanız, ne yazık ki 
yaşamıyorsunuz. 

CAN DÜNDAR



Ve Nazım Hikmet, diyor ki; 
"Kimi der ki kadın 
Uzun kış gecelerinde 
yatmak içindir. 
Kimi der ki kadın yeşil bir harman yerinde dokuz zilli köçek gibi oynatmak içindir. 
Kimi der ki hayalimdir. 
Boynumda taşıdığım vebalimdir. 
Kimi der ki hamur yoğuran. 
Ne o, ne bu, ne döşek, ne köçek, ne ayal, ne vebal. 
O benim kollarım, bacaklarım. 
Yavrum, annem, karım, kız kardeşim hayat arkadaşımdır."



8 MART DÜNYA (EMEKÇİ) KADINLAR GÜNÜ KUTLU OLSUN...

kadınların eşit olduğu,
erkeklerin bir adım gerisinden değil,
hatta bir adım önden yürüdüğü,
dövülmeden, 
sövülmeden,
öldürülmeden,
bir mal gibi alınıp satılmadan
yaşayabildiği,
değerinin bilindiği bir dünya umuduyla..