24 Mayıs 2013 Cuma

Günaydın.



'Üzülme' der Mevlana ve devam eder; 
Bir yandan korku bir yandan ümidin varsa iki kanatlı olursun. Tek kanatla uçulmaz zaten. 
Sopayla kilime vuranın gayesi kilimi dövmek değil, kilimin tozunu almaktır. 
Allah sana sıkıntı vermekle tozunu, kirini alır. Niye kederlenirsin? 

Taş taşlıktan geçmedikçe parmaklara yüzük olamaz... Yüzük olmak dileyen taş, ezilmeyi yontulmayı göze almalıdır..!

Günaydın..

23 Mayıs 2013 Perşembe

Evde dekorasyon detayları

Günaydın blogcanlar :P
Malumunuz bir dönem göçebe yaşam stilini neredeyse benimseyecek kadar çok gezmiş, çok taşınmıştım. Şimdi çok şükür çağ atladım da yerleşik hayata geçiş yaptım :)
Usul usul yeni yuvamı hazırlıyor, yeni hayatıma adapte olmaya çalışıyorum.
Bu esnada da evim için ufak tefek güzel ve keyifli detayların arayışı içerisine girdiğimde aşağıda sizlerle paylaşacağım görsellere ve fikirlere denk geldim. Sizlerle paylaşmak, fikir alışverişinde bulunmak istedim.

Rabbim nasip ederse, şu yerleşme işleri bittikten sonra ufak ufak evimden fotoğraflar da paylaşmak istiyorum sizlerle. Ama henüz değil. Çünkü ağırdan alıyorum her şeyi. İş yoğunluğu içinde bir de ev stresi yapmak istemediğimden tadını çıkara çıkara yerleştiriyorum her şeyi.
Dolayısıyla bu bahsettiğim paylaşım biraz zaman alabilir, haberiniz olsun :)
Bir de bir daha taşınmam gerekirse bu lütfen 'kendi' evim olsun, yani kirasız, depozitosuz, mümkünse bahçeli, ağaçlı, merdivenli falan :)

Neyse lafı uzatmadan sizlerle ev dekorasyon detaylarını paylaşayım :)



Mutfak dediğin böyle olur ama!



Tam kadınlara yönelik :)





















Renkli fikirler :)

İşte bu fikir de tam kadınlar için:)

Zekice!

Hem geri dönüşüm hem değerlendirme hem de keyifli bir çiçeklik düşüncesi. Bayıldım!

Merdivenli ev istememin asıl nedeni, evet :)

Sevgiyle kalın, yalansız, kavgasız, huzurlu geçsin günleriniz :)
Amin :)




22 Mayıs 2013 Çarşamba

Kendimden özür diliyorum...

Kendimden özür diliyorum...
Yaşadığım süre boyunca hep merhametimin arkasından yürüdüm, beklentilerimi arkada bıraktım. Kimseden bir şey beklemedim, doğrusu bu sanıyordum çünkü. Yaşadıklarımı, yaşayamadıklarımı içimde sakladım, sustum, bastırdım, olsun dedim insanlık bende kalsın...
Ben en iyisini yaşatayım ki istemeye yüzüm olsun dedim. 
Verdim, hep verdim, karşılığını alıp alamadığıma bakmadan, aslında güçlü olmak değildi istediğim, ama olmak zorundaydım ve güçlü bırakıldım.
Kendimi hep erteledim. Kimsenin beni anlamadığını bildiğim halde hayatıma girenleri bana verilmiş bir görev olarak gördüm. Herkesi mutlu etmek zorundayım sandım. Benimde mutlu olmam gerektiğini unutmuşum meğer.. Görevim neyse en iyisini yapmalıydım ki vicdanım rahat etmeliydi. Birilerinin de bana karşı görevleri olduğunu hiçe saymışım oysa... Ne yazık ki; Bana verilen rolleri en iyi şekilde oynarken
onların rollerini iyi oynayıp oynamadığına hiç bakmadım.
Karşımdakilerin eksiklerini tamamlamaya çalışırken, onların hatalarını görmeye vaktim kalmamış sanki. Beni üzmelerine bakmadan, karşılığında ne aldığıma ne hissettiğime aldırış etmeden hep verdim..
Kendimi nasıl da unutmuşum.. unutturmuşlar aslında.
Paramparça olmuş kalbime, cayır cayır yanan içime doğruları söylemeye çalışan beynime, mutsuz yüzüme hep 'sus' dedim. Sen sus...

Kendime haksızlık ettim, kimseye etmediğim kadar.
Herkesi dinledim kendimi dinlemediğim kadar.
Kimse benim yüzümden mutsuz olmasın diye, hiç bir şeyin sebebi ben olmayayım diye mutluluk oyunlarımı oynadım..
Yetmedi yeni oyunlar buldum. Ama bir gün bir bakmışım ki paramparça olmuşum. Tutunacak tek duygu bırakmamışım kendime.
Kendimi teselli edecek tek şey yokmuş hayatımda. Allak bullak olmuşum..
Kendimi aramaya çıktığımda yorgun, yılgın, bitkin bir köşede saklanıp ağlayan bir kız çocuğu olarak buldum.
Ve ona elimi uzattım diyebildiğim tek şey 'GEÇTİ', bir daha seni kimse üzemeyecek. 

Şimdi kendimden özür diliyorum. Kendimi bu kadar hiçe saydığım için,
insanların beni bu kadar üzmelerine müsaade ettiğim için,
Kendimi, iç sesimi hiç bir zaman dinlemediğim için,
üzerime bu kadar sorumluluk yüklediğim için,
hakkım olan bütün duyguları kendime yaşatamadığım için...
Şimdi tekrar söylüyorum.
İnsanlığımdan, kalbimden, duygularımdan, çocukluğumdan, hislerimden çok özür diliyorum...
Galiba ben almadan vermenin Allah'a mahsus olduğunu unutmuşum.....


Bundan sonra tüm muameleler adamına göre, ama önce kendim için..
Bunca ay sustum, durdum, sessizdim, ağladım, gülerken daraldım..

Bundan sonra HER ŞEY gülümsemek üzerine, mutluluk üzerine. Vurdu her şey yüzüme. 
Allah'tan sonra kendimden değerli bir şey olmaması gerektiğini çok da iyi öğretti hayat ve insanlar bana. 

Rabbim yardımcımız olsun. Bir daha da ağlatmasın! Mutluluktan bile!

18 Mayıs 2013 Cumartesi

Küçük şeyler...



Merhaba!:)
Dönmeyeceğim sandınız diii mi? :P
Yine bilgisayarımda biriktirdiklerimi paylaşmaya geldim.
Tekrar taşındım. Bu sefer ilçe değiştirdim, dolayısıyla tam eski eve internet bağlattıktan iki gün sonra taşınmaya karar verince internetin nakil işi biraz zorlaşıyor :) Zorlaşmasından ziyade onunla uğraşacak mecal pek kalmıyor. Bir yandan iş değişikliği, bir yandan departman değişikliği, hemen ardından ev değişikliği. pehh.. yoruldum evet.
Biraz daha sahalardan uzak kalmalıyım sanırım kuzular. Ama şimdilik bilgisayarımda sizlerle paylaşılmayı bekleyenlerden mahrum etmemeye karar verdim sizleri.
Özledim!
Öperim çok!

Rakamlı ataç. İşleriniz daha da kolaylaşsın diye:P

Sevimli şeyler :)

Hırsızlara hedef olmak böyle bir şey.

Yalnızların halinden yalnızlar anlar yastığı :P

Her noktaya tesir eden duş sistemi.

Raptiyenin sevimliliğine :)

Bitkinizi boynunuzda mı taşıyın nedir yani :)

Yine bir 'yalnızın halinden yalnızlar anlar' çalışması :)

Tıpa :)

İşte bu bir tuvalet kağıdı ağacı. Banyolarda çıkıyor bu ağaçlar :)

Çöp torbası.

Anahtar. Akıllıca ve güzel bir tasarım.

Yaptırmayı düşünmüyor değilim yani.

İşte gerçek aile ağacı.


Keyifli hafta sonları