28 Ekim 2014 Salı

Kadınlar & Erkekler


Kadınlar ve Erkekler-Bruno Bozzetto paylaşan: ilgilibirbilgi

Bu videoya bayıldım. Kadınları ve erkekleri eğlenceli bir dille karşılaştırmış :)

27 Ekim 2014 Pazartesi

What I learned about being a blogger :)

Tamam uzun bir ara oldu, kabul. Ama bu uzun aradan ziyade bloggerın beni soğutması da söz konusu! Zira sürekli saçma sapan sorunlar çıkarıyor başıma. Şimdi de alan adıma geçişte sıkıntı yaşıyorum. Ayrıca izlediğim bloglar yine azalmış..vs.. Neyse direniyorum.
Bakalım tam dönüş yapmayı başarabilecek miyim?: )

Bloggerlık hakkında ne mi öğrendim? :)


- being creative, to not repeat yourself...
- to not postpone the life.. when you keep a diary, it tells you off that you skip things that is important to you and also, that the time flies!
- well, then we can also say that it taught me how to use time effectively.
- to strike up friendships with people, that you speak the same language with, no matter in which land or city. people with different interests, proffessions or positions, different perspectives..
- to look at the mirror.. not that I did not before but I'm sure you know what I mean!
- having a vision about how to express yourself. to find out your own perception and to convey them with words and pictures.
- being kind to other people and most important, to compliment! we all know that sometimes -even the closest friends- avoid to compliment, which is sad actually..
- that the information is endless and truth is relative. so, I have also learned to philosophize a little bit! 
- getting a goal and working hard to achive it

25 Ekim 2014 Cumartesi

Osho - Felsefe

Merhaba :)
Keyifli bi cumartesi olsun herkese. Dışarıda deli gibi yağmur var. Bereket yağıyor. Ama dilerim pazar günü de sürmez bu yağışlar.
Bu aralar hem pek çok kitabı birden okuyorum, hem de iki etamini aynı anda yapmaya çalısıyorum.
Osho geçti elime, altını çizdiklerimden bir kısmı sizlerle paylaşmak istedim.
Sevgiler :)


Bir sorunu kabul edersen kaybolur,ve eğer o sorunla bir çatışma yaratırsan, SORUN giderek büyür.
O yüzden her şeyi neşeyle ve coşkuyla yap.
Her şey bir DUAya dönüşsün.
HATA yapmaktan korkma!Hata yapmaktan korkarsan hiç ilerleyemezsin, yaşamı kaçırırsın.Hata yapmak, hiçbir şey yapmamaktan iyidir… 
Eğer düşmanından KORKAR ve kapını kilitlersen,DOSTunun da girmesini engellersin.. 
Olumsuzluklar seni rahatsız etmesin.
Bir MUM yakabilirsin ve KARANLIK kendiliğinden kaybolur.

~Osho~

23 Ekim 2014 Perşembe

GDO . Yemezler!

GDO Nedir?

GDO, yani Genetiği değiştirilmiş organizma, bir canlının genetik özelliklerinin insan eliyle laboratuar ortamında değiştirilmesiyle elde edilir. GDO, dünyamız ve canlılar üzerinde yapılan tehlikeli bir deneydir.  GDO'lar genellikle bir canlı türünün doğal hayatta sahip olmadığı bir özelliğin bir başka canlıdan gen aracılığıyla aktarılmasıyla elde edilir. Örneğin mısıra zehir salgılayan bir bakteriden gen transfer edilerek mısırın böcek öldüren zehir üretmesi sağlanır.

GDO'lar hangi amaçla üretilir?Dünyada yoğun biçimde kullanılan GDO'ların %99'u sadece 2 özellik taşır:

1) Böcek öldüren zehir içermek.

2) Yabancı otları yok eden kimyasal ilaçlara dayanıklı olmak.


Böylece tarlalarda fütursuzca zirai ilaç kullanılabilmektedir.

En çok hangi türlerin genetiği değiştirilir?Mısır, soya, kanola ve pamuk dünyada ticareti yapılan GDO'ların %99'unu oluşturur.

GDO'lar bütün dünyada kullanılmakta mıdır?Hayır! Dünyada 192 ülkenin 167'sinde GDO'lu tarımsal üretim yapılmamaktadır.

GDO'lar açlığa çare midir?Hayır! Birleşmiş Milletler ve Dünya Bankası'nın öncülüğünde 300 bilim insanı tarafından hazırlanan ve Türkiye'nin de imzaladığı Dünya Tarım Raporu, GDO'ların verim artışı sağlamadığı ve açlığa asla çözüm oluşturmadığını açık olarak ifade eder. Zaten mevcut GDO'ların hiçbirisi verim artışını amaçlamamaktadır. 

Hedef sadece ot ilaçlarına direnç sağlamak veya yabancı böcekleri zehirlemektir. Peki öyleyse GDO'lar niye var?
Tohum üreten dev küresel şirketler aynı zamanda zirai ilaç da üretirler. Bu şirketler üretip patentini aldıkları genetiği değiştirilmiş tohumları yaygınlaştırarak kimyasal ilaç satışlarını da arttırmayı hedeflerler. Böylece üreticiler gitgide daha fazla kendilerine bağımlı hale gelirler. GDO'ların dayattığı endüstriyel tarım yöntemlerinden sadece devasa tarım şirketleri kazanç sağlarken, üreticiler, tüketiciler ve doğa büyük zarar görür.

Lego MuamelesiHer canlı, yapı, özellik ve işlevlerinin bir tür kullanım kılavuzuna sahiptir. Bu devasa kullanım kılavuzuna genom diyoruz. Kılavuzu oluşturan ve neyin nasıl yapılacağının anlatıldığı her bir cümleye –veya iş emrine- ise gen adı veriyoruz. Örneğin insan genomu bu tarz 25000 cümleye sahiptir. Canlılar varlıklarını bu cümleler sayesinde sürdürür. Her bir hücremizde ayrı ayrı saklanmış olan bu ansiklopedide tam olarak neler yazdığı ve özellikle cümlelerin birbirini nasıl etkilediği ise insanlık için büyük ölçüde bir muamma.

İşte genetik mühendisliği GDO'ları bu sırlarını tam olarak bilmediğimiz kullanım kılavuzu içerisinde değişiklikler yaparak üretir. Genellikle GDO üretiminde yapılan işlem, bambaşka bir canlının kullanım kılavuzundan beğendikleri bir cümleyi alıp mevcut canlının kullanım kılavuzundaki rastgele bir yere yerleştirmeye çalışılmasıdır.

Örnek vermek gerekirse, diyelim ki elinizde bir standart mısır, bir de böcek öldürücü zehir salgılayan bakteri var. 
Diyorsunuz ki “ah keşke bu mısır da böyle zehir salgılayabilse!” İşte bu noktada genetik mühendisleri devreye giriyor.

Genetik mühendisleri bu bakterinin kullanım kılavuzundan zehrin salgılanmasını sağlayan cümleyi bulurlar. Sonra bu cümleyi kitabın içinden keserek çıkartırlar ve mısırın kullanım kılavuzunda rastgele bir yere koymaya çalışırlar. Bu aşamada kılavuzun (veya iş akışının) bütünlüğünün bozulmasını, dışarıdan eklenen cümle ile kılavuzdaki diğer mevcut cümlelerin birbiriyle çelişip çelişmemesini ise pek dert etmezler.

GDO'lu ÜrünlerÜlkemizde şu ana kadar 3’ü soya 13’ü mısır olmak üzere toplam 16 GDO çeşidinin ithaline izin verildi. Bu GDO türleri yem amacıyla kullanılmakta.

 GDO’lu yemlerle beslenen hayvanlardan elde edilen süt, peynir, yumurta, et gibi temel besinler ne yazık ki doğrudan soframıza gelmekte. Üstelik etimizin, sütümüzün, yumurtalarımızın etiketlerinde hayvanların GDO’lu yem ile beslenmiş olduğuna dair hiçbir uyarı yok. Halkımızın tercih hakkı da, güvenle beslenme hakkı da elinden alınmakta. Üstelik bu durum yasalara da aykırı. Çünkü yasa, tüketicilerin tercih hakkının ortadan kalktığı durumlarda GDO’ların ithalatına izin verilmeyeceğini söyler.

Mevcut 16 ve izin bekleyen 13 çeşit yem amaçlı GDO’ya ilaveten soyadan mısıra, şeker pancarından kanolaya gıda üretiminde kullanılacak 29 farklı GDO çeşidinin başvurusu şu anda değerlendirme aşamasında.

GDO’lardan üretilecek olan mısırözü yağı, kanola yağı, mısır şurubu, mısır nişastası, soya lesitini gibi mamüller neredeyse satın aldığımız tüm paketli ürünlerin içinde bulunabilmekte. Tehlike çok büyük, bu tehlikeye dur diyecek zaman ise çok az! Eğer GDO’ların ithalatına bugünden dur demezsek yarın çok ama çok geç kalmış olacağız. Sofralarımızın ve sağlığımızın GDO’larca işgal edilmesini engellemek için sen de şimdi imza kampanyamıza katıl, GDO’lara dur de!

GDO'nun Sağlığa Zararları
• GDO'lar öldürücü alerjilere neden olabilir.

• GDO'lu yemler, hayvanlarda antibiyotik direncini artırır, antibiyotiklerin etkisini azaltır

• Çoğu GDO'nun içerdiği böcek öldüren toksinlere hamile kadınların kanında ve fetusunda raslandı.

• İtalya'da yapılan bir bilimsel araştırmada marketlerden alınan her 4 sütten 1'inde GDO geni parçalarına rastlandı.

• GDOların salgıladığı böcek zehirinin tamamının insan sindirim sisteminde parçalanmadığı ortaya çıktı.

• GDO ekim tarlalarında kullanılan yabani ot ilaçları, memeliler için toksik etki ve insanlarda hormonal dengeyi bozma riski taşıyor.
GDO'nun Çevreye Zararları

• GDO üretimi, süper dayanıklı böcek ve yabani bitki türleri yaratır. Bu türlerin varlığı ekosisteme ve tarıma büyük tehdit oluşturur.

• GDO'lar tozlaşma yoluyla doğal türlere bulaşarak biyoçeşitliliğe zarar verir.

• Zehir salgılayan GDO'lar, kelebekler gibi zararsız canlıların ölümüne neden olur.

• Zehir salgılayan GDO'lar zehirlerini köklerinden toprağa geçirirler. Zaman içerisinde bu zehirlerin birikimi çevre için tehlike içerir.

lütfen siz de GDO'nun zararlarının bilincinde olun. Sorumluluk sahibi bir anne, baba, eş, abla, kardeş olarak katkıda bulunun. Bir imza ile destek verin. GDO'yu hayatımızdan, sofralarımızdan çıkaralım. Zehir yemeyelim!

20 Ekim 2014 Pazartesi

Her şey sende gizli...


Az önce Hamide'nin blogunu okudum. Ne güzel de yazmış:)
Hiç unutmayayım diye, dönüp bakayım diye müsaadesiyle Can Yücel'in satırlarını burada da paylaşmak istiyorum. Hatta şiirin tamamını.
Ama muhakkak yazısını siz de okuyun, TIK TIK  :)



Yerin seni çektiği kadar ağırsın 
Kanatların çırpındığı kadar hafif.. 
Kalbinin attığı kadar canlısın 
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç... 

Sevdiklerin kadar iyisin 
Nefret ettiklerin kadar kötü.. 

Ne renk olursa olsun kaşın gözün 
Karşındakinin gördüğüdür rengin.. 

Yaşadıklarını kar sayma: 
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna; 

Ne kadar yaşarsan yaşa, 
Sevdiğin kadardır ömrün.. 

Gülebildiğin kadar mutlusun 
Üzülme,
Bil ki ağladığın kadar güleceksin.

Sakın bitti sanma her şeyi, 
Sevdiğin kadar sevileceksin. 

Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer.
 
Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın.

Bir gün yalan söyleyeceksen eğer 
Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın. 

Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret 
Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın..
 
Unutma yağmurun yağdığı kadar ıslaksın 
Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak. 

Kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın 
Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü. 
Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin.. 

İşte budur hayat! 

İşte budur yaşamak,
bunu hatırladığın kadar yaşarsın. 
Bunu unuttuğunda,
 aldığın her nefes kadar üşürsün...
 
Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun.
 
Çiçek sulandığı kadar güzeldir. 
Kuşlar ötebildiği kadar sevimli. 
Bebek ağladığı kadar bebektir.
 
Ve her şeyi öğrendiğin kadar bilirsin,
bunu da öğren;
Sevdiğin kadar sevilirsin...

Can Yücel